Bedrettin KELEŞTEMUR


ARİFANE KULLUK

FİKİR BAHÇESİ


ARİFANE KULLUK

Bedrettin KELEŞTİMUR

İman, hem nurdur, hem kuvvettir

Hakiki imanın feyzinde insan,

Kâinata meydan okuyabilir!

İman, ihlasla birlikte kuvvettir

Arifane kulluk fethinde insan!

 

BUGÜN BAYRAM

Bugün bayram, canlar selâm sizlere

Zaman uyansın, şefkate yürüsün

Gönüllerde, gül kokulu izlere,

Rahmet rahmet berekete yürüsün

Sağduyuyla selâmete yürüsün

 

DİNLE EY CAN

Dinler ey can! Dosta neler fedadır?

Can içre gelen yürekten sedadır

Oruçluyum de, sükûtum nağme, nağme

Gözyaşıyla dolan feryat edadır

 

GÖK GÜRÜLTÜSÜ

Gök gürültüsü, Kur’an dilinde; RAD!

Âlemin, Allah’ın zikrine murad

Yağmurla gönüllerin arınması

Şükürle, delillere sarınması,

Ruhumun, hak dininde barınması

 

İNSANIN ÖZÜNDEN YÜKSELİR

Yeri göğü ayakta tutan adalet!

Miskinliğe damga vuran atalet

İnsan erdemli, fazıl arif olmalı

Toprağın kökünden yükselir asalet;

İnsanın özünden yükselir asalet

 

RAHMETİN

Ramazan’ın ilk on günü, ‘rahmetin’

Yâ Rabbi! Hanemizde dolup taştı

İhsanınla, hayra döndüğü zamanın,

Derde derman buldu, yolları aştı!

 

ZİKİR HALİNDE

Hele gör; “kâinat zikir halinde!”

Her zerre döner, Mevlaya, Mevlaya

Çiçek meyveye döner, dalında

Çiçekten çiçeğe rahmet, balında!

Eller açılır, Mevlaya, Mevlaya

 

GAZZE’DE

Gazze’de, kızıl kıyametler kopar

Sanki yüreğimden bin parça kopar

Müslüman kardeşine ağlamayan,

Kendine uçurumdan bir yer kapar!

Bilmeden yolu uçuruma sapar

 

KÖTÜ ÇIĞIR AÇANLAR

Şu âlemde kötü çığır açanlar

İfrat ve tefrit peşinde koşanlar

Bilmez mi barışa kelepçe vurur!

Öfkeyle nefis kabından taşanlar,

Gün gelir, başını taşlara vurur!

 

HABİL İLE KABİL

İlk insanla başlar, ‘mazlum nefesi’

Habil çobandır, sürünün başında!

Kabil’de, ‘kin kusar’ dünya hevesi

Öfke çığlığı, kıskançlık zehrinde

Zulümle eşleşen, ‘nefret savaşı’

Barış sorulmaz, ejderha taşında!

Olmaz mı asrın ideal davası?

 

HABİL VE KABİL

Habil, yüreği yumuşak ve hisli

O yürekler, asırlarca yürümüş

Kabil, yüreği sert, hırçın ve paslı

İçten içe kararmış ve çürümüş

Habil, Kabil, insanın iki yüzü!

 

BÖLÜNMEYİN

Fırka, fırka bölünmeyin, parçalanmayın,

Devlet kudreti kayar elinizden

Kötü sözler çıkmasın dilinizden

Kimseyi alay ederek anmayın!

Hak bildiğiniz yoldan da dönmeyin

Gönüller incinmesin halinizden

Sevgidir bağımız, şefkat ağımız

Ebede yoldur ufkumuz, dağımız!

 

ORTADOĞU

Biliriz, Ortadoğu can pazarı

Hiç eksik olmadı, düşman nazarı!

Fırat akar derinden, inleyerek

Neft kokar yüreği, masum mezarı!

Şam’ı, Bağdat’, Kudüs’ü efkâr tüter

Yok, artık ılgıt, ılgıt esen rüzgâr

 

ALGI

Algı, yalan üstüne gri boya

Lânet olsun, insanı aldatana!

Gafleti avlayan, bulanık suya

Islık çalan, taşı atan atana!

Hedefine ulaşmayan, oka bak,

Neresinden bakarsan bak, batak…

Batağa saplanan nasıl bir algı?

 

NİSAN AYINDA

Nisan ayında, rahmet bekler toprak

Ak alınlarla, dua ister toprak!

Toprağa don düştü, dala don düştü

Üşüdü dermanım toprağa düştü!