Valilik, Muş Alparslan Üniversitesi (MŞÜ), Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü ile Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı`nca (DAKA) ‘Muş Ovası Tarım ve Hayvancılık Çalıştayı’ ilk oturumu yapıldı.
MŞÜ Kongre ve Kültür Merkezi`nde düzenlenen törene Vali Seddar Yavuz, Belediye Başkanı Feyat Asya, Rektör Prof. Dr. Fethi Ahmet Polat, Muş Tarım Hayvancılık İl Müdürü Ergün Çolakoğlu ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Alparslan 2 Barajı’nın yapıldığını ve böylece 78 bin hektar alan sulanacağını belirten Vali Seddar Yavuz Muş`un tarım ve hayvancılıkta önemli bir potansiyele sahip olduğunu söyledi. Vali Yavuz, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Göklerinde merhum Sultan Alparslan’ın ve onun kutlu askerlerinin ruhaniyetinin dolaştığı bu şehirde sizleri ağırlamaktan büyük bir mutluluk ve onu duyduğumu ifade ediyor hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum. Muş valiliğine atandığım ilk gün Muş’a acaba ne yapabilirim, Muş’un geleceğine dair hangi fikirleri üretebiliriz. Bu konudaki temel stratejimiz ne olmalı diye kafa yorarken, bir taraftan da ilimizin yatırımlarını takip ederken far kettim ki Muş’un en önemli potansiyeli uçsuz bucaksız ovaları, meraları, hayvansal potansiyeli gerçekten eşsiz bir zenginlik sunuyor. Dolayısıyla dedik ki mademki Alparslan-2 Barajı yapılıyor ve 78 Bin hektar alkan sulanacak ve acaba biz bu ovada ne ekmeliyiz nasıl üretim yapmalıyız, çiftçimizi nasıl eğitmeliyiz, birim alandan en çok verim mi alacağız ama birim alandan en çok gelir mi elde edeceğiz veya her ikisini mi elde edeceğiz. Bütün bu tartışmaları istedik ki böylesine seçkin bilim adamlarımızın olduğu bir alanda tartışalım onlar bizi aydınlatasın, yolumuzu ufkumuzu çizsin bizde o yolda ilerleyelim. Bu çalıştayın ana fikri düşüncesi budur. Dolayısıyla sayın rektörümüzle, tarım teşkilatımızla bu konuyu konuştum ve bu alanda bir çalışma yapılması talimatı verdik ve onlarda sağ olsun Rektörümüzün çalışmalarıyla da bugün geldi ve bu günden büyük bir mutluluk duyuyorum.”
“MUŞ İLİNDE ŞİMDİYE KARA 93 MİLYON LİRALIK HİBE VERMİŞTİR”
Herkesin Muş’a bir vefa borcunun olduğunu dile getiren Yavuz, “Şimdinin imkânları var, fırsatları var, avantajları, dezavantajları var biz bunları nasıl geliştirebiliriz şimdi mesela tarımsal, kırsal kalkınma kurumu çok bilinmez ama Muş ilinde şimdiye kara 93 Milyon liralık hibe vermiştir ve 160 milyon civarında yatırım yapmıştır. Özellikle organize sanayi bölgesinde et ve süt konusunda önemli tesisler kurulmuştur. Ayrıca hepinizin bildiği gibi cumhuriyet tarihin en önemli projesi olan Cazibe Merkezleri Programı şu an yürürlüğe girmiştir. Bu programla ilgili olarak ilimizde şu anda 750 milyon TL’lik bir yatırım talebi olmuştur. 65 firma şu anda müracaat etmiştir. Bizim Muş’a ilişkin düşüncemiz şu dışardan gelen katılımcılar için söylüyorum ben Eskişehirliyim daha önce Uşak valiliği yaptım. Ben Muş’u şöyle tarif ediyorum, Karaman, Aksaray, Uşak, Kütahya tarzında bir şehir olarak görüyorum. Yaşam biçimiyle, hayata bakışıyla tipik bir orta Anadolu kenti olarak tanımlasam asla sizi yanıltmış olmam. Dolayısıyla buradan hareketle huzur kenti Muş sloganını kullanıyoruz. Burası öylesine kutsal, mübarek bir şehir ki 1071’de ki toplumsal sözleşmeyle Anadolu’yu Müslümanlaştırdığı gibi, Viyana kapılarına kadar İslamiyet’i götürmüştür, burada bir Anadolu Selçuklu, bir Osmanlı Devleti çıkarmıştır. Dolayısıyla bu ülkede yaşayan herkesin Muş’a bir vefa borcu var. Sadece Muşluların değil. O yüzden tarihinden güç almayan milletlerin sonunun yok olmak olduğunu biliyoruz. Bakın ben tarihçi değilim ama bu topraklarda kimler yaşamış, hangi medeniyetler yaşamış ve sonları ne olmuş bir bakın. İşte bin yıldır bu topraklardayız. Niye bu topraklardayız, kim olduğumuzu biliyoruz, ne olduğumuzu biliyoruz, nereye gideceğimizi biliyoruz. Devletinizden koparsanız, yozlaşırsanız, yok olabilirsiniz. Bu topraklarda yaşamanın, bu topraklarda bulunmanın bir bedeli var. Ve biz bu bedeli her bir karışını Şühedanın kanıyla sulayarak ödüyoruz, ödemeye devam edeceğiz. Aksi takdirde bu topraklarda var olmanın şansı yoktu. Fakat bunun oluru şu biz olağan üstü durumlarda müthiş organize olan ama olağan durumlarda organize gücü çok düşük bir toplumuz. O yüzden eğer toplumsal olarak kalmak istiyorsanız, olağan dönemlerde organizasyon kapasitemizi arttırmamız gerekiyor” dedi.
Muş’a olan vefa borcunu ödediğini belirten İstanbul Sanayi Odası Başkanı Erdal Bahçıvan, da şunları söyledi; “Bugün çok anlamlı bir gün oldu. Muş’a yaptığımız ziyarette üniversitemiz ve valilimiz davetleriyle Muş’a olan gönül borcumuzu ödemek maksatlı bu seyahatimizde bu çalıştayın olması noktasında hazır böyle bir ortam olmuşken sizlere birkaç kelime edebilme imkânı buldum. Öncelikle gurur verici bir salonda, gurur verici bir binadan başka gurur verici bir binaya gelmenin verdiği heyecanı sizlere söylemek istiyorum. Az önce Muş Ticaret ve Sanayi Odamızın Türkiye standartları üstündeki binasını, toplantı salonunu hizmet binasını ziyaret ederek güne başladık hemen arkasında bölgesinde değil Türkiye’nin çok üniversitesin de olmayan böyle bir binasında bizi misafir eden sayın valimize ve rektörümüze bu hizmetleri Muş’a kattıkları için tebrik ediyorum.”
“MİLLİ TARIM PROJESİ BAŞLATILMIŞTIR”
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Mehmet Hadi Tunç ise Milli tarım projesi başlattıklarının altını çizerek, “Binlerce yıldır tarımsal üretimin yapıldığı Anadolu, coğrafyası ve iklimi ile geniş bir çeşitliliğe ve potansiyele sahiptir. Tarımsal yapıyı doğru bir şekilde kullanmak, yönetmek ve desteklemek, gıda güvenliğimizin güçlenmesi ve tarımsal dış ticaretimizin gelişmesi açısından oldukça önemlidir. Bu kapsamda, tarımın iki temel alanı olan bitkisel ve hayvansal üretimde; potansiyelimizi etkin kullanmak, planlı üretime geçmek ve tarımsal yeterliliğimizi üst seviyeye çıkarmak için “Milli Tarım Projesi” başlatılmıştır. Altyapısı detaylı çalışmalarla hazırlanarak, başta Bölgesel Ortak Akıl Toplantıları olmak üzere sektöre yönelik diğer toplantı ve değerlendirmeler neticesinde şekillenmiştir. Bu kapsamda; bitkisel ve hayvansal potansiyelimiz, mevcut üretim durumu ve dış ticaret boyutu öncelikli olarak ele alınmış ve atılacak adımlar somut olarak belirlenmiştir. Özellikle yapısal sorunların giderilmesi, planlı ve yeterli üretime geçiş yolları, üretim fiyat aralığındaki dalgalanmaların en aza indirilmesi, üreticinin beklentilerinin karşılanması ve tarımsal ithalatın azaltılarak ihracatımızın artırılması bu projenin temel hedeflerindendir.
Desteklerin; rasyonel, yönlendirici ve etkin bir şekilde kullanılmasını sağlanması, desteklenecek ürünlerde arz - talep dengesinin sağlanması, ürünleri ekolojisine uygun alanlarda yetiştirerek, toprak ve su kaynaklarını korumak, sürdürülebilir kullanımını sağlamak, ihtiyaç duyduğumuz stratejik ve arz açığı olan tarım ürünlerini öncelikle kendi kaynaklarımızdan karşılanması, hangi ürünün, hangi havza/ilçede, ne kadar üretileceğini belirlenmesi, tarımsal ürünlerin uygun alanlarda verimli ve kaliteli olarak üretilmesi, tarımsal hasılayı artıracak planlı üretime geçilmesi amaçlanmıştır. Havza Bazlı Destekleme Modelinde; rasyonel bir planlama yapılabilmesi açısından 30 olan tarım havzası sayısı 941 tarım havzasına çıkarılmıştır. 941 havzada, ülkemizde arz açığı bulunan, stratejik ve bölgesel önem arz eden, insan beslenmesi - sağlığı ve hayvansal üretim açısından önemli olan 21 ürün destekleme kapsamına alınmıştır. Üretim planlamasını sağlamak amacıyla, 941 havza bazında en uygun yetişen ürünler belirlenerek, tarımsal destekler bu kapsamda şekillendirilmiştir. Model kapsamında havza bazında su k dikkate alınmış olup, suyu az olan havzalarda daha az su tüketen ürünler desteklenecektir. Ekim nöbeti desteklemelerde dikkate alınmıştır. Tarımsal destekler daha sade yapıya kavuşturulmuştur. Üreticilere tarımsal destekler toplu şekilde yılda ödenecektir.”dedi.
MŞÜ Rektörü Prof. Dr. Fethi Ahmet Polat da Muş`un en temel geçim kaynağı olan tarım ve hayvancılıkta yaşanan sorunlar ve bunların çözümü ile nitelikli insan gücünün temini için bilimi öne alan çalışmalar yapılması gerektiğini vurguladı. Çalıştay bugün sona erecek.