BARIŞAN: "2026, ÜCRET ADALETSİZLİKLERİNİN SONA ERDİĞİ BİR YIL OLMALI"
Memur-Sen Muş İl Temsilcisi Mahir Barışan, 2025'in kamu çalışanları açısından ücret adaletsizlikleri ve yapısal sorunlarla geçtiğini belirterek, 2026 yılının adil toplu pazarlık hakkının güçlendirildiği ve kamu personel sisteminde köklü reformların hayata geçirildiği bir yıl olması çağrısında bulundu.
Memur-Sen Muş İl Temsilcisi Mahir Barışan, yayımladığı yeni yıl mesajında 2025 yılını kamu çalışanları açısından değerlendirdi, 2026 yılına dair beklenti ve taleplerini kamuoyuyla paylaştı. Barışan, geride kalan yılın ücret adaletsizliklerinin derinleştiği, toplu pazarlık mekanizmasının etkisiz kaldığı ve kamu personel sisteminin yapısal sorunlarının daha görünür hâle geldiği bir dönem olarak kayıtlara geçtiğini vurguladı.
2025 yılının kamu çalışanları açısından zor bir yıl olduğunu ifade eden Barışan, kamuda çalışanlar arasında ücret ve maaş adaletsizliğinin belirgin şekilde arttığını, çalışma huzurunun zedelendiğini belirtti. Kamu İşvereninin toplu sözleşme masasını etkin kullanmadığını dile getiren Barışan, sosyal tarafların sürecin dışına itildiğini ve tekil düzenlemelerle geçici iyileştirmeler yapılmaya çalışıldığını söyledi.
Aynı dönemde gelir dağılımı adaletsizliğinin giderilemediğine dikkat çeken Barışan, enflasyon hedeflerinin tutmadığını, uygulanan sıkılaşma politikalarının yükünün büyük ölçüde sabit gelirli kesimlerin omuzlarına yüklendiğini ifade etti.
"3600 ek gösterge ve 4688 hâlâ hayata geçirilmedi"
Toplu sözleşmelerde kayıt altına alınmasına rağmen hayata geçirilmeyen düzenlemelere de değinen Barışan, kamu görevlileri ve emekliler için hayati öneme sahip olan "1. dereceye 3600 ek gösterge" vaadinin hâlâ yerine getirilmediğini hatırlattı. Kamu görevlileri sendikacılığı açısından bir tercih değil zorunluluk olarak gördükleri "4688 sayılı Kanunun evrensel ilke ve normlara uygun hâle getirilmesi" konusunda da gerekli adımların atılmadığını belirten Barışan, örgütlenme özgürlüğünün ve adil toplu pazarlık hakkının önünün açılmadığını vurguladı.
"Dünya kalıcı bir belirsizlik çağından geçiyor"
Mesajında küresel gelişmelere de yer veren Barışan, 2026 yılına girerken dünyanın artık geçici krizlerin değil, kalıcı bir belirsizlik çağının içinde ilerlediğini söyledi. Küresel sistemin adalet üretme kabiliyetini büyük ölçüde yitirdiğini belirten Barışan, güç dengelerinin hukukla değil zor yoluyla kurulduğunu, savaşların olağanlaştırıldığını ve ekonomik bedellerin toplumların en alt kesimlerine yüklendiğini ifade etti.
Bu tabloda emeğin yalnızca ekonomik bir unsur olmaktan çıktığını dile getiren Barışan, sendikal duruşun dar anlamda ücret tartışmalarının ötesine geçmesi gerektiğini vurguladı.
"Kamu personel sistemi bütüncül şekilde reforme edilmeli"
Memur-Sen olarak 2025 yılının ilk günlerinde "Kamu Personel Sistemi Tarihçe-Tespit-Teklif" raporunu kamuoyuyla paylaştıklarını hatırlatan Barışan, kamuda personel ve ücret sisteminin uzun süredir reforma ihtiyaç duyduğunu belirtti. Tek taraflı ve sınırlı kesimleri kapsayan düzenleme girişimlerinin gelen tepkiler sonrası geri çekildiğini ifade eden Barışan, bu sürecin kamu personel sisteminde bütüncül bir reform ihtiyacını açıkça ortaya koyduğunu söyledi.
Ücret adaletsizliği, unvan karmaşası, görev-yetki-sorumluluk dengesizliği ve kariyer yapısındaki dağınıklığın ancak kapsamlı bir reformla çözülebileceğini vurgulayan Barışan, 2025 yılının sadece zam oranlarının değil, sistemin kendisinin sorgulandığı bir eşik yılı olduğunu ifade etti.
"Toplu sözleşme masası yapısal sınırlarını gösterdi"
2025 yılının 8. Dönem Toplu Sözleşme sürecinin yapısal sınırlarını net biçimde ortaya koyduğunu belirten Barışan, biriken beklentiler, geçim baskısı ve adalet talebinin on binlerce kamu çalışanını Ankara'da bir araya getirdiğini hatırlattı. Meydanların yalnızca ücret artışı talebinin değil, emeğin itibarını koruma iradesinin de sesi olduğunu söyleyen Barışan, Memur-Sen'in bu süreçte gerçekçi ve ekonomik gerçekliğe dayalı teklifler sunduğunu kaydetti.
"Sorun rakamdan önce sistem sorunu"
Toplu sözleşme sürecinde yaşanan tıkanıklığın temel nedeninin 4688 sayılı Kanunun dar müzakere alanı olduğunu ifade eden Barışan, takvimi sıkışık, yetki alanı sınırlı ve adaletsiz hakem mekanizmasına mahkûm edilen bu yapının kamu görevlilerini her dönem belirsizliğe sürüklediğini söyledi. Barışan, 2025 yılının kamu görevlileri ve emeklilerin haklı beklentilerine cevap verilmeyen, kayıpların telafi edilmediği bir yıl olarak hafızalara kazındığını dile getirdi.
"Ortadoğu en ağır bedeli ödüyor"
Mesajında Ortadoğu'daki gelişmelere de değinen Barışan, bölgenin küresel kırılmanın en ağır yükünü taşıdığını söyledi. Filistin meselesinin insanlığın vicdan terazisinde açık bir hakikat olarak durduğunu belirten Barışan, Gazze'de yaşananların modern çağın en çıplak zulüm sahnelerinden biri olduğunu ifade etti. Filistin, Doğu Türkistan ve Sudan başta olmak üzere mazlum coğrafyalarda yaşananlara sessiz kalmanın zulme ortak olmak anlamına geldiğini vurguladı.
"Filistin sendikal mücadelenin merkezindedir"
Memur-Sen'in Filistin'i insani, imani ve ahlaki bir mesele olarak gördüğünü belirten Barışan, sendikal mücadelenin adaletle bağını koparmadan sürdürülmesi gerektiğini ifade etti. Filistin'in sendikal gündemin tali bir başlığı değil, adalet mücadelesinin asli merkezinde yer aldığını kaydeden Barışan, yeni yılın ilk gününde Gazze'ye destek için Galata Köprüsü'nde olacaklarını duyurdu.
"Terörsüz Türkiye tarihî bir sorumluluktur"
2026 yılına girerken Türkiye açısından en temel hedeflerden birinin "Terörsüz Türkiye" olduğunu belirten Barışan, bu hedefin yalnızca güvenlik değil, vicdani ve tarihî bir sorumluluk olduğunu söyledi. Terörün sona ermesinin kamu hizmetlerinin her bölgede eksiksiz sunulmasını sağlayacağını ifade eden Barışan, terörün gölgesinin kalktığı bir ülkede emeğin daha güçlü konuşacağını vurguladı.
"2026'da taleplerimizin takipçisi olacağız"
Barışan, 2026 yılında da Memur-Sen olarak kamu görevlilerinin hak ve kazanımlarını büyütme mücadelesini kararlılıkla sürdüreceklerini belirterek; 1. dereceye 3600 ek gösterge verilmesi, 4688 sayılı Kanunun evrensel normlara uygun hâle getirilmesi, yardımcı hizmetler sınıfının GİH'e geçirilmesi, mühendislik, akademik ve idari personelin mali ve özlük haklarının iyileştirilmesi, seyyanen ödemenin emekliliğe yansıtılması ve ücret dengesizliklerinin giderilmesi başta olmak üzere emeği merkeze alan adil bir kamu personel sistemi için mücadeleye devam edeceklerini sözlerine ekledi.