TÜRKİYE'NİN KONUT İHTİYACI MUŞ KADAR ALANA SIĞIYOR
Karabük Üniversitesi'nin raporuna göre, yatay mimariyle Türkiye'nin konut ihtiyacı ülke yüzölçümünün yalnızca yüzde 1,1'lik bir alanında karşılanabiliyor. Hesaplamalarda bu alan Muş ili büyüklüğünde çıktı.
Karabük Üniversitesi (KBÜ) Kamu Politikaları Araştırma ve Geliştirme Merkezi'nin (KAPGEM) hazırladığı "Yatay Mimari Politika Raporu", Türkiye'nin konut ihtiyacının ülke yüzölçümünün sadece yüzde 1,1'lik bir alanında karşılanabileceğini ortaya koydu. Raporda yapılan hesaplamalara göre, her üç kişiye 300 metrekarelik yaşam alanı verildiğinde, Türkiye genelinde oluşturulacak yatay yerleşim Muş ili büyüklüğünde bir alanı kapsıyor.
Hazırlanan rapor, Safranbolu Kampüsü Taş Bina'da düzenlenen toplantıyla kamuoyuna tanıtıldı. Toplantıya; KBÜ Rektörü Prof. Dr. Fatih Kırışık, Safranbolu Belediye Başkanı Elif Köse, rektör yardımcıları ve akademisyenler katıldı.
KBÜ'den Muş örnekli sosyal inovasyon vurgusu
Rektör Prof. Dr. Kırışık, üniversite bünyesinde politika üretimi ve sosyal inovasyonu bir araya getiren bütüncül bir yapı inşa ettiklerini belirtti. Kırışık, "Bir ekosistem kurmaya çalışıyoruz. Ekosistemimizin birinci ana parçası Sosyalfest idi. İkinci ana parçası KAPGEM idi. Şimdi üçüncü parçasını kuruyoruz: Sosyal İnovasyon Merkezi" dedi.
Sosyal İnovasyon Merkezi ile üniversitedeki projelerin ve KAPGEM bünyesinde geliştirilen politika raporlarının sahaya yansıtılması hedefleniyor.
Muş örneğiyle yatay mimarinin rakamsal göstergesi
Yatay mimari tartışmalarına rakamsal bir perspektif sunduklarını vurgulayan Kırışık, Türkiye'nin konut ihtiyacına ilişkin dikkat çekici bir hesaplama yaptıklarını belirtti: "Her üç kişiye 300 metrekarelik bir alan versek, yani 200 metrekare bahçe ve 100 metrekare konut olacak şekilde düşündüğümüzde, Türkiye'nin tamamına yaydığımızda bu yerleşimin Muş ili kadar bir alan kapladığını hesapladık. Bu da Türkiye yüzölçümünün yaklaşık yüzde 1,1'i" ifadelerini kullandı.
Muş ölçeğinde çocuklar ve dikey yapılaşma
Dikey yapılaşmanın özellikle çocuklar üzerindeki etkilerine dikkat çeken Kırışık, apartman yaşamının sosyal sorunları artırdığına işaret ederek, şunları kaydetti: "Şu anda çocuklarımız apartmanda; 'kızım, oğlum yapma, hoplama, zıplama' denilerek büyüyor. Enerjisini atamıyor, koşamıyor, temiz havayla buluşamıyor."
Kırışık, yatay mimarinin Muş ölçeğinde sağlıklı ve insani yaşam alanları sunduğunu vurguladı.
Muş örneğiyle yatay mimari dünyada gelişmişlik göstergesi
Yatay mimarinin dünyada bir gelişmişlik göstergesi olarak ele alındığını ifade eden Kırışık, bu yaklaşımın mahalle kültürünü güçlendiren ve üretkenliği artıran bir yaşam modeli sunduğunu dile getirdi: "İnsanımızı insanca yaşayabileceği, çevresiyle sağlıklı ilişkiler kurabileceği bir mimariye kavuşturmak arzusundayız."
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yatay mimari çağrısına Muş katkısı
Rektör Prof. Dr. Kırışık, yatay mimari yaklaşımının devlet politikalarıyla örtüştüğüne dikkat çekerek, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın talimatlarını hatırlattı ve KAPGEM raporunun bu sürece katkı sunmayı amaçladığını belirtti.
Muş örneğiyle kentleşme verileri
KAPGEM Kentleşme Politikaları Masası Başkanı Prof. Dr. Hatice Selma Çelikyay, raporun geniş veri seti ve analizle hazırlandığını belirterek temel bulguları özetledi. Türkiye nüfusunun yüzde 67,9'unun "yoğun kent" olarak tanımlanan alanlarda yaşadığını ve bu alanların ülke yüzölçümünün yalnızca yüzde 1,6'sını oluşturduğunu ifade eden Çelikyay, yatay mimarinin Muş ölçeğinde dengeli kentleşme sağlama potansiyeline dikkat çekti.
OECD ülkelerinde yatay mimari eğilimi ve Muş perspektifi
Sunumda dünyada yatay mimariye yönelik eğilimin arttığına da vurgu yapıldı. OECD verilerine göre, müstakil bahçeli konut oranları Yeni Zelanda'da yüzde 83, Avustralya'da yüzde 70, Japonya'da yüzde 60, ABD'de yüzde 54 ve Kanada'da yüzde 52 seviyelerinde bulunuyor. Türkiye için yapılan Muş ölçeği hesaplaması, yatay mimarinin uygulanabilirliğini somut şekilde gösteriyor. (ERSİN TURAN - RIDVAN BOSTANCI/KARABÜK-İHA)