Bedrettin KELEŞTEMUR

Tarih: 10.11.2025 20:14

EDEP ÜZRE DÜŞÜNÜRÜM

Facebook Twitter Linked-in

EDEP ÜZRE DÜŞÜNÜRÜM

Bedrettin KELEŞTİMUR

Edep üzre düşünürüm hayatı 

Edebin dışında gör, sefahatı

Şu âlemde ne Ahi Evran ruhu,

Ne de Lokman Hekim'in nasihati

Kalmadı, vefalı yürekler sürgün!

Hamiyetli sözler bitap ve yorgun

Düşer yerlere, inciler dağılır

Karanlık gecede, düşler sağılır

 

ERDEMLİ İNSANLARA

Serdengeçti, erdemli insanlara,

Yol açmalı, ufuk açmalı millet

Özüyle bir yaşayan insanlara,

Adil yüzle merhamet etsin millet 

Milleti, efendi yapan yürekler

Hakkı, hak bilip, sapmayan yürekler

 

MUŞ’TAN ELÂZIĞ’A

Muş'tan Elâzığ'a, Murat nehri gibi

Akar dururum berrak sular gibi

Malazgirt’ten Harput'a yol alırım 

Tarihten dolu dolu ders alırım

Belek Gazi, Ertuğrul Bey diyarı

Bu yerler, tarihe verir ayarı

 

ENVER ABİSİ…

Enver abisi oldun, musikimin

Her hoyrat, hayrattır sanki bize

Bu kadar türkü, edebiyle kimin?

Sözüyle, ecdattır sanki bize

Kulaktan kulağa beslenir sedası

Hikmet dolu sözle seslenir edası

 

HARPUT’TA KAYABAŞI’NA…

Bugün çıktım, Harput'a, Kayabaşı'na…

Taşın sırrını sordum erenlere!

Bahadırları toplarmış başına,

Gaza meydanında can verenlere,

Rahmet duası dökülürmüş taşına…

 

YOLCULUK

Yolculuk başladı, Elazığ şehrinden, 

Kopar mı insan hiç kendi bağrından?

Yürür gönlüm vefa dolu çağrından 

Vefalı dostlar selamette kalsın

 

SİYASET

Bir ucu haset, bir ucu hamaset

Değişmez, çevir çevir aynı kaset

Derviş gönüllü yürekler arama!

Bir türlü merhem olmadı yarama

Gün gelir, sigaya çeker milleti

Nefis bu, toprağa eker illeti

Siyasetin vefası yoktur derler,

Sefaya sürülmüş bir oktur derler

Türk'e göre değildir, bu siyaset

Yalan mikrobunu besler siyaset

 

DAĞLIK KARABAĞ’A

Dağlık Karabağ'da zafer günleri

Hankendi, Şuşa ‘da açar gülleri

Ağdere, Hocavend, Hocalı'da;

Yüreğimde yâd ederim canları

Zengilan, Gubadlı, Laçin, Zengezur;

İpek yoluna, baharat yoluna...

Zaferin altın tacına muradım!

Kızılelma’ya hey, anılır adım

Kırk dört gün, zafer alayı yürüdü

Yürüdü istiklale, büyük zafere…

 

DARAĞACI

Darağacı neylersin, 

Sar yüreğine,

Acı verse de, gül ağacı!

 

KASIM AYI

Sekiz Kasım, kışa merhaba dedik

Dert ile dertlendik, seraba girdik

Gün kısaldı, zaman daraldı ömürden

Yaprak düştü dalından eyvah dedik

Soğuk rüzgârlarla girdaba girdik

Düşlerim hala sıcak dileklerde

Duam, söz ehliyle mihraba girdik

 

FİNCANA SIĞMAZ

Fincana sığmaz, türküler, şarkılar

Bir yudum içimi aşkla garibin,

Efkârlı gözyaşını telve siler 

Bir sohbet tadımı, ehli zarifin

 

BİR KAHVE

Bir kahve de, kahverengi gözler arar

Gönlünü billur gibi sözler sarar

Bir kahve içiminde nice fasıl

Ahengi zülfün dokunuşu tarar

 

ON KASIMLAR

On Kasımlar, Şeb-i Aruz günümüz

Ölüm, sadece göçtür hak katına

Vatan sevgisiyle kaynar gönlümüz 

Gaza meydanı, şâhadet katına

Vuslata ermekle kalır ünümüz…

SABAH SELÂMI

Sabahı şerifleriniz hayrola

Günışığı gönle huzurla dola

Yolun açık, bereketin bol ola

Emekle, yürüyüşün kolkola…

 

MALAZGİRT ŞİİR AKŞAMLARI

Niyetimiz, Malazgirt Şiir Akşamları

Atalım üzerimizden gamı, kederi...

Bin yıllık tarihi okuyalım ezberinden

Zafer tuğlarıyla yürüyelim, meydan meydan 

Malazgirt, destanıyla vatana yolculuk

 

MURAT NEHRİYLE

Murat nehriyle, yol boyu arkadaş,

Ey nehir sen benim gönlüme adaş

Suyla birlikte hep aksın yolumuz

Emzirir ab-ı hayat çeşmesini

Dün akıncıydı, vatan deyip akan

Bugün kutlu sevdaya ışık yakan

 

DÜŞÜLMEZ DEME

Bizimle olan, yollara katlanır

O yollara, sakın aşılmaz deme

Yol gidenler, azığıyla atlanır

Bugün şaha kalkan, düşülmez deme

 

SEVDA UĞRUNA

Akıl, bir ideal, sevda uğruna,

Hasretle yürüsün bir ömür boyu

Gül koklasın, kâh taş bassın bağrına

Verilir birgün emeklerin toyu

 

TARİH YAZAYIM

Tarih yazayım dersen, maziye bak!

Kaleme, gönlündeki yazıya bak

Gönül, berrak akan bir nehre benzer

Nehir ol, taşıdığın toprağa bak

Vatan der, bir büyük sevdaya benzer

 

ŞİİRİN OLDUĞU YERDE 

Şiirin olduğu yerde, hikmet var

Hikmetle, marifet yolu açılır

Marifetle, âleme hizmet var

Hizmetle, zarafet yolu açılır

 

MALAZGİRT'TEN

Malazgirt’ten, Domaniç'e yol gider

Alparslan'dan, Ertuğrul'a sır gider

O sırdır, fetih kapıları açan

Köprülerle nesillere yol açan

 

ŞAFAK TENİNE

İçinin aydınlığı yüze yansır

Hislerim derin manalı ufukta

Süzülür, şafak tenine yansır

Yedi rengiyle gönle düşer ukte


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —