PALABIYIK YAZDI; MUŞ VE KÜRTLER

15 Temmuz sürecini, Referandum ve çeşitli konuları detaylı bir şekilde analiz eden Muş Alparslan Üniversitesi (MŞÜ) Sosyoloji Bölüm Başkan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Adem Palabıyık, ‘Muş ve Kürtler´ konusunu ele aldı

GÜNCEL 22.07.2017 15:05:25
PALABIYIK YAZDI; MUŞ VE KÜRTLER

Muş Alparslan Üniversitesi (MŞÜ) Sosyoloji Bölüm Başkan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Adem Palabıyık, ‘Muş ve Kürtler’ konusunu ele aldı. Muş ilindeki Kürtlerin tek düze ele alınmaması gerektiğini belirten Palabıyık, il merkez ve taşra siyasetinde oldukça önemli etkileri mevcut olduğunu söyledi. Muş’ta ki Kürt yapısını ve önemine değinen Palabıyık, “Her toplumsal olayda önemli bir yere sahip olan Kürtlerin, Muş ilindeki siyasi, sosyal ve diğer toplumsal olgulara dahiliyetini yazmaya başlamadan önce bilinmesi gereken iki önemli noktanın olduğunu ifade etmeliyim; ilki, Muş ilindeki Kürtlerin tek düze ele alınmaması gerekmektedir; ikincisi ise Kürtlerin Muş il merkez ve taşra siyasetinde oldukça önemli etkileri mevcuttur. Bu iki önemli husus, bizim Muş ile alakalı yapacağımız analizlere dikkat çekmek için önemli başlangıç noktaları olacaktır. Öncelikle Muş ilindeki Kürt nüfus yoğunluğunun diğer etnik tanımlama biçimlerine karşın daha fazla orana sahip olduğu ileri sürülebilir. Net bir sayı olmasa da ilçeleri de hesaba katarak Muş ilinin sınırları içinde yaşayan bireylerin yaklaşık yüzde 75-80 arası Kürt oldukları ve anadillerinin Kürtçe olduğunu ileri sürebiliriz. Örneğin Varto’da yaklaşık 60 Alevi köyü mevcuttur ve bunların tamamı Kürt’tür. Ayrıca, 1965 tarihindeki verilere göre Muş ilinde Kürtçe anadil tercihinde bulunanların oranı %41’dir. 2008’den itibaren 2014 yılına kadar Muş ili çevre ilçeler ve köylerden ciddi oranda göç almıştır; bu oranlar yıllık %10-15 arasında değişmektedir. Bu demografik etkinin devamlı olduğunu düşünürsek, çevre yörelerden gelen nüfusunun Muş ili nüfusuna olan etkisinin yüksek olacağını ve özellikle Kürt nüfusunda ciddi artışların olduğunu yenileyebiliriz” dedi.

“MUŞ İLİNDE YOĞUN BİR KÜRT NÜFUSU YAŞAMAKTADIR”

Değişkenlere göre detaylara inen Palabıyık, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu değişkenlere bakıldığına Kürtler ile alakalı yapılacak bir çıkarımın şu olduğu ifade edilebilir; Muş ilinde yoğun bir Kürt nüfusu yaşamaktadır. Lakin bizim maksadımız bu değildir, esas maksadımız Muş ilinde yaşayan yoğun Kürt nüfusunun kendi içinde nasıl bölümlendiğidir. Önceki yazılarımda özellikle Varto üzerinde durmuş ve bu ilçenin hemen hemen diğer bütün ilçelerden birçok alanda önde olduğunu ifade etmiştim.

Bizde Varto ilçesinden başlarsak, Kürt yoğunluğunun Varto’da yüksek olduğunu ve özellikle Alevi Kürtlerin ciddi oranda yoğunlaştığını görebiliriz. Yukarıda da ifade ettiğimiz gibi Varto’da yaklaşık 60 Alevi köyü mevcuttur ve merkezde de yine Alevi yoğunluğu vardır. Bu yoğunluğun tercihi siyasi anlamda iktidara karşı, CHP ve HDP ‘ye yakındır. Sosyal anlamda ise gelişmişlik düzeyi oldukça yüksektir ve Muş ilinin gelişim karakterine katkılar sunabilmektedir. Lakin Varto’lu ailelerin temel yatırımları kendi ilçelerine olmak kaydıyla Muş merkezde yaptıkları yatırımları da yine Varto’ya yönlendirmektedirler. Bunun yanında Aleviliğin keskin bir ayrım gibi görünmesi oldukça yanlıştır, çünkü Varto’da Sünni Kürtler ile birlikte yıllardır yanyana yaşamaktadırlar.”

“MALAZGİRT VE BULANIK’IN DA BENZER ÖZELLİKLER GÖSTERİYOR”

“Kürtler ile alakalı olarak Malazgirt ve Bulanık’ın da benzer özellikler gösterdiğini ifade edebiliriz” diye kaydederek ilçeleri ele alan Palabıyık, “Buralarda Varto gibi bir zenginlik veya yurtdışı bağlantılarını pek göremezsiniz lakin siyasi benzerliklerin fazla olduğu aşikârdır. Yine siyasi tercihte daha çok HDP’ye yakın duran Kürtler, belirli zamanlarda farklı tercihlerde yapabilmektedirler. Alevi yahut diğer mezhebi olgularda Varto gibi farklılık göstermeyen bu ilçeler, kendi içlerinde belli başlı yerlerde Alevi kimliğine sahip olsa da, bu durumun fark edilemeyecek kadar az olduğu bilinmektedir. Diğer iki ilçe olan Korkut ve Hasköy’de ise durumlar farklılık arz etmektedir. Korkut ilçesinin gelişmişlik oranı yüksek olmamakla birlikte siyasi açıdan HDP’ye yakın ve iktidara muhalif bir söylem oluşturmaktadırlar. Hasköy ise yoğunluğu Arap ve iktidara yakın bir siyasi tercih izlemektedir.

Tüm bu ifadelere bakıldığında Kürt yoğunluğu ile alakalı Muş hakkında söylenebilecek temel nitelikler, Muş’un siyasi ve sosyal tercihlerinde farklılık olsa da herkesin bir arada ve barış içinde yaşama gayretinde olmasıdır. Özellikle 15 Temmuz 2016 akşamında Muş’un bütün ilçelerinde halk sokağa çıkmış ve önemli direniş göstermiştir. Buradaki Kürtler, Muş için sade bir vatandaş değil aynı zamanda egemen olana da ortaktır. Çünkü devletin buralardaki egemenliği ancak halkı yanına alması ile gerçekleşebilir. Muş ilinde çok şükür ki halk ile devlet hiçbir zaman ayrı düşmemiş ve ileri yıllarda da düşmeyecektir. Buradaki temel sorun çıkar odaklı bazı mekanizmaların Muş ilinde oluşturmaya çalıştığı fitnedir. Bu fitneyi önlemek için en önemli görev bürokrasiye, siyasi partilere ve STK’lara düşmektedir” ifadelerini kullandı.

“BÜTÜN MUŞ HALKI OLARAK ASLINDA TOPLUM İÇİNDE KİMİN SAMİMİ OLDUĞU KİMİN İSE SAMİMİ OLMADI İYİ BİLİNMEKTEDİR”

15 Temmuz darbe girişimin yaşandığı süreci de ele alan Palabıyık, şunları söyledi: “15 Temmuz 2016 akşamı, Muş ilinde oluşan birliktelik bakidir lakin bunun baki kalması ve kardeşliğin bozulmaması için yapılacak en önemli pratik özellikle siyasetin ve siyasetin getirilerinin her vatandaşa eşit muamele etmesidir. Önemli bir süreçten geçildiğini de hesaba katarsak, özellikle kurum amirlerinin kendi çalışanlarına ve sivil hayatta muhatap oldukları vatandaşlara nasıl davranacağı hemen her olgunun nasıl anlaşılacağına da işaret edecektir.

Toplumsal hareketliliğin bu kadar aktif olduğu zaman dilimlerinde maalesef birileri fırsat kollayarak lakin buna karşın samimi olmadıkları anlaşılmasına rağmen ön plana çıkmaktan vazgeçmemektedirler. Bu tür samimiyetin eksik kaldığı ya da olmadığı durumlar ve pratikler ise halkın gözünden kaçmamaktadır. Seçim zamanlarında halkın vermiş olduğu oyun arkasında da böylesine hafıza da kalmış tavırlar yatmaktadır. Bu açıdan bakıldığında bütün Muş halkı olarak aslında toplum içinde kimin samimi olduğu kimin ise samimi olmadı iyi bilinmektedir. Muş ilinde Kürtlerin, devletini sevdiği ve onun için gerektiğinde gözünü kırpmadan canları feda ettiği şimdiki güncel dönemde, onları sade vatandaş olarak tanımlayarak egemenin kontrolü altındaki bir azınlık olarak ifade edilmelerini de saydığımız samimiyetsizlikler arasında gösterebiliriz. Bu samimiyetsizliği gösterenlerin de zaman içinde haksız, yalancı ve riyakar oldukları da ispatlanacaktır. Rabbim, tüm haklımızın ferasetini korusun ve kaybettirmesin. Vesselam…”