Kadına şiddetle mücadele etmek amacıyla Hasköy Kaymakamlığı, ‘Kadına Şiddet ve Erken Evlilik’ adı altında bir seminer düzenledi. İlçe Toplum Sağlığı Merkezi Toplantı Salonu’nda Kaymakam Bilgihan Bayar Başkanlığında gerçekleştirilen seminere İlçe Jandarma Komutan Vekili Özgür Baran, İlçe Emniyet Amiri Ömer Zafer Karaaslan, Müftü Orhan İmamoğlu, kurum amirleri, köy muhtarları, imamlar ve ilçe halkı katıldı. İlçede kadına şiddetle mücadele çalışması başlatan Kaymakam Bilgihan Bayar, seminerde çeşitli uyarılarda bulunarak aile içi şiddetin nelerden kaynaklandığını, nasıl üstesinden gelineceğinin püf noktalarına değindi.
“KIZ ÇOCUKLARI ERKEN YAŞTA EVLENDİRİLMEMELİ”
Aile içi şiddetin etkenlerine tek tek değinen Kaymakam Bayar, özellikle kız çocuklarının erken yaşta evlendirilmesine dikkat çekti. Bayar, şunları söyledi: “Az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde eğitimin niteliksiz ve yetersiz oluşu, dayatmacı ataerkil yapı, toplumsal değerler, gelenek görenekler, işsizlik ve yoksulluk gibi nedenler kız çocuklarının erken yaşta evlenmelerine neden olmaktadır. Kız çocuklarının erken yaşta evlenmeleri farklı sorunları da beraberinde getirmektedir. Kız çocuklarının erken yaşta evlendirilmesi, kadınların toplumda yerinin olmadığının da bir kanıtıdır. Her zaman mevcut olan, ancak günümüzde daha çok gündeme gelen cinsel, fiziksel ve psikolojik şiddet olayları, erken yaşta evlilikle daha da artmaktadır. Çocuklar, ebeveynleri arasında yaşanan şiddeti kendi kurdukları aile birliğinde de uygulamaktadır. Dünyanın pek çok ülkesinde sosyo kültürel yapılar, toplumun her katmanında kadın ve erkeğe farklı roller biçilmesine neden olmaktadır. Kadın, kendine biçilen rollerle, toplum nezdinde ve çalışma hayatında ayrımcılığa maruz kalmaktadır. Kadın ve kız çocuklarının toplum ve çalışma hayatında yaşadığı sorunlar, sadece “İnsan Hakları” kavramının değil, aynı zamanda “Kadının İnsan Hakları” kavramının da önem kazanmasını sağlamıştır. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, temel insan haklarına, insan kişiliğinin onur ve değerine, erkeklerle kadınların hak eşitliğine ve daha geniş bir özgürlük içinde toplumsal gelişmeye ve daha iyi bir yaşam düzeyi sağlanmasına yer vermiştir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, kadın erkek eşitliğinin sağlanmasına yönelik yeni düzenlemede eşitlik ilkesi başlıklı 10. Maddede “cinsiyet, dil ayrımı gözetilmemesi” yer alırken, “kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir” ibaresi eklenerek, önceki Anayasalarda yer alan cinsiyetçi tutum kaldırılmıştır. Ancak, ulusal mevzuat ve taraf olunan uluslararası sözleşmeler, kadın ve kız çocuklarının ayrımcılığa uğramasına engel olamamaktadır. Az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde eğitimin niteliksiz ve yetersiz oluşu, dayatmacı ataerkil yapı, toplumsal değerler, gelenek görenekler, işsizlik ve yoksulluk gibi nedenler kız çocuklarının erken yaşta evlenmelerine neden olmaktadır. Kız çocuklarının erken yaşta evlenmeleri farklı sorunları da beraberinde getirmektedir. Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK) Sosyal Araştırmalar Merkezinin, “Evlilik mi Evcilik mi?” başlıklı çalışmasında, uluslararası anlaşmalarda on sekiz yaşın altında yapılan her evliliğin erken evlilik; evlendirilen kız çocuklarını çocuk gelin ve bireyin ruhsal ve fiziksel gelişimini tamamlamadan yaptığı evlilikleri erken evlilik olarak tanımlanmaktadır. Araştırmada, erken ve zorla evliliklerin, hem erkek hem de kız çocuğu için çocuk hakları ihlali olduğu ifadesi yer almakla beraber, özellikle kız çocuklarının erkeklere göre çok daha erken yaşta evlendirilmeleri ve bu evliliklerin kız çocukları açısından daha ciddi sorunlar yaratıyor olması nedeniyle, erken evliliklere yönelik yapılan çalışmaların daha çok kız çocukları üzerine yoğunlaşmasına sebep olduğu belirtilmektedir. Erken yaşta evliliklerin, insan haklarını ihlal etmesinin yanı sıra, cinsel istismara da neden olduğu bilinmektedir. Kendi rızası olmaksızın, aile baskısıyla zorla yaptırılan evlilikler, kız çocuklarına yapılan şiddeti gözler önüne sermektedir. Ülkemizde, kız çocuklarının erken yaşta evlendirilmeleri, özellikle feodal toplum yapısının egemenliğini hissettirdiği bölgelerde daha sık görülmektedir. Söz konusu bölgelerde kız çocuklarının eğitimine daha az önem verildiği bilinmektedir. Kız çocuklarının eğitime yönlendirilmesi yerine ergenlik dönemlerinde evlendirmesinin, ailelerin eğitim masraflarını ortadan kaldırdığı ve başlık parası ile ekonomik olarak rahatlamalarına yardımcı olduğu düşünülmektedir. Bununla beraber, çocuk sayısının yüksekliği de aileleri, çocuklarını erken yaşta evlendirmeye sevk etmektedir. Karar verecek yaşta ya da karar verme yetkisi olmayan kız çocukları, oyun çağlarında çocukluklarını yaşayamadan yuva kurmak zorunda bırakılmaktadır. Eğitim, çalışma ve yaşama hakları çocukların elinden alınmamalıdır. Onların alacağı eğitim, bilinçli yetiştirecekleri çocuklar, ülkelerin ekonomik, sosyal ve kültürel gelişimine katkı sağlayacaktır” dedi.