15 TEMMUZ SÜRECİ VE MUŞ: FETHİ AHMET POLAT

16 Nisan´da yapılan halk oylaması sonuçlarına göre analizlerde bulunan Muş Alparslan Üniversitesi (MŞÜ) Sosyoloji Bölüm Başkan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Adem Palabıyık, 15 Temmuz sürecinde Muş ilindeki kurum yöneticileri ile yapmış olduğu görüşmeleri

GÜNCEL 19.05.2017 14:02:17
15 TEMMUZ SÜRECİ VE MUŞ: FETHİ AHMET POLAT

16 Nisan’da yapılan halk oylaması sonuçlarına göre analizlerde bulunan Muş Alparslan Üniversitesi (MŞÜ) Sosyoloji Bölüm Başkan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Adem Palabıyık, 15 Temmuz sürecinde Muş ilindeki kurum yöneticileri ile yapmış olduğu görüşmeleri aktardı

Muş Alparslan Üniversitesi (MŞÜ) Sosyoloji Bölüm Başkan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Adem Palabıyık, 15 Temmuz sürecini detaylı bir şekilde analiz ederek kurum yöneticileri ile yöneticileri ile bir araya gelerek yaptığı mülakatları kaleme aldı.

İlk olarak Muş Alparslan Üniversitesi (MŞÜ) Rektörü Prof. Dr. Fethi Ahmet Polat ile yaptığı görüşmeleri aktaran Yrd. Doç. Dr. Palabıyık, bu çalışmaların devam edeceğini söyledi. 15 Temmuz sürecini en ince ayrıntısına kadar analiz eden Palabıyık, “Sevgili okuyucular, bildiğiniz ülkemiz bir yıla yaklaşan bir süre içinde önemli bir toplumsal süreci yaşadı. Bu süreç öylesine geçiştirilecek veya hafife alınacak bir eylemsel durum içermiyordu, tam aksine hırçın, nefret içeren ve düzeni alt üst edebilecek bir pratiksel vakayı içinde barındırmaktaydı. Bu sürecin adı 15 Temmuz darbe girişimiydi. Rabbimize binlerce defa şükürler olsun ki başarısız olan bu girişim bizi birbirimize daha çok kenetledi ve böylece zorlu ama cansiperane bir şekilde karşı koyduğumuz “bizden olmayan engelleri” aştık ve bugünlere geldik. Tabii ki her yerde yaşandığı gibi Muş ilinde de 15 Temmuz oldukça gergin ve heyecanlı olaylara sahne oldu. İlk geceden itibaren meydanlara inen halkımız Sn. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrısına kadar sokaklarda kaldılar ve devamında Sn. Cumhurbaşkanımızdan gelen ikinci çağrı ile sokaklardan çekildiler. Bu süreç oldukça son derece önemliydi, çünkü ülkemiz, geleceğimiz hatta Müslüman alemi tehdit altındaydı. Süreç içinde Muş ilinin çeşitli, ama önemli aktörleri ciddi sorumluluklar yüklendi. Bu sorumlulukları yüklenen isimlerden biri de Muş Alparslan Üniversitesi rektörü Sn. Prof. Dr. Fethi Ahmet Polat’tı. Bu bağlamda hocamızın kişisel tecrübeleri önem arz etmekteydi” dedi.

Rektör Prof. Dr. Fethi Ahmet Polat ile yapılan görüşmeyi kaleme alan Yrd. Doç. Dr. Palabıyık, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz de sosyoloji bölümü son sınıf öğrencimiz Maksut Sarıhan ile 15 Temmuz sürecini çalışmaya karar verdik. Ve bu kararımızın karşılığını alabilmek için öncelikle Sn. Rektörümüzden randevu talep ettik. Hocamız görüşme talebimizi memnuniyetle kabul etti ve referandum öncesinde sorularımızı içtenlikle cevapladı. İşte, Fethi Ahmet Polat hocamızın 15 Temmuz sürecinde yaşadıkları ve sürece dair değerlendirmeleri…

1. Sayın Fethi Ahmet Polat hocam, 15 Temmuz sürecinde neredeydiniz, kalkışmayı nasıl öğrendiniz?

“İstanbul’da Küçükçekmece’deki evimdeydim. Dergi okurken çocuklarımın haber vermesi ile televizyonlardaki hareketlilik dikkatimi çekti. O zamanki adıyla Boğaziçi köprüsü üzerindeki tankları gördüm.”

2. Kalkışmayı ilk duyduğunuzda ne yaptınız?

“Doğrusu haberleri seyrederken darbe aklımın ucundan bile geçmemişti; hatta bir ara bu ihtimal canlanır gibi oldu zihnimde, ancak kendi kendime güldüm ve bu devirde kim böyle akıl almaz bir çılgınlık yapabilir diye düşündüm. Herhalde DEAŞ tehdidi sebebiyle köprüyü kapatıyorlar dedim kendi kendime. Daha sonra Sayın Başbakanımızın konuşmasını duyunca iki oğluma ve kızıma “Toparlanın gidiyoruz!” dedim. Bu arada eşimin bir polis yeğenini acilen Vatan Caddesine çağırdıkları için kız kardeşinin de eşi evde olmadığı için önce onların eve gelmesini bekledik. Bir yeğenimiz Vatan caddesinde darbecilerle çarpışırken sürekli telefonla durumunu öğreniyorduk. Aynı zamanda o esnada ulaşabildiğim herkesi aradım, ne oluyor diye. Ayrıca Basın birimine de nasıl bir mesaj atacağımız konusunda taslak mesajlar gönderip dönüt aldım. Daha sonra Cumhurbaşkanımızın çağrısı geldi. Bunun akabinde tüm personelimi derhal Valilik önünde toplanmaya çağırdım. Elbette bireysel olarak görüşüp yönlendirdiklerim, beni arayanlar vardı. Örneğin Muzaffer Çakar Beyi aradığımda Genel Merkez’de ışıkları yakıyorum, Muş ekibi ilk gelen ekip demişti. Vali Bey ile de görüştüm tabii. Üniversite olarak Sn. Valimizin yanında olduğumuzu, tüm personelimizin ve sahip olduğumuz tüm araçların kullanıma hazır olduğunu, ne gerekiyorsa yapacağımızı söyledim. Daha sonra çocuklarla takriben 10 km yürüyerek ilk önce Küçükçekmece Ak Parti İlçe Başkanlığı önüne gittik, sonra Atatürk Havalimanına… Tabii yollarda tartıştığımız bazı insanlar, şahit olduğumuz nahoş hadiseler ve havalimanına yaklaştıkça karşılaştığımız tanklar; ardından duyduğumuz silah sesleri… Örneğin insanların bir kısmı ATM’lerin önünde kuyruk olmuş para çekmeye çalışıyordu, bir kısmı 5 litrelik su şişeleriyle marketlerden çıkıyorlardı. Hatta bulunduğumuz mahallede bir apartmanın ikinci katından bize sataşıp hakaretler yağdıran bir aile oldu. Çocuklar tepki vererek camlarını taşlamak istediklerinde engel oldum, ama kendim yüksek sesle söylenmesi gerekenleri söyledim. Havalimanına giden E5 üzerinde araçların ters şeritlerden girerek trafiği kilitlemesi, bir tankın önünün araçlarla kesilmesi, tankların bazı arabaları ezerek ilerlemesi, halk tarafından önü kesilen tanklardan askerlerin dışarı çıkarılması, askerlerin linç edilmemesi için yaşlı amcaların gençleri teskin etmesi… Hepsi ayrı bir hikâye…”

3. TSK’nın kendi vatandaşlarına ateş edebileceğini hiç düşünmüş müydünüz?

“Elbette 12 Eylül 1980 darbesini 11 yaşında görmüş biri olarak bu ihtimal hiçbir zaman aklımdan çıkmamıştı; ancak bugünkü şartlarda böyle bir şeyi asla beklemiyordum. Bunu yapanlar ya çaresizdi ya da akılsız birer piyon.”

4. Sizce 15 Temmuz kalkışması dış devletlerin desteğini aldı mı?

“Bu bir işgal hareketiydi. Irak ve Suriye’de hazır kıta bekleyen teröristler, korumasız şekilde açık bırakılan sınırlarımız, olaya uzun süre tepki vermeyen NATO ve Avrupa ülkeleri… Sizce bu o bildiğimiz türden bir darbe teşebbüsü olabilir mi?”

5. Gülen bu kalkışmanın neresindedir?

“Bağımsız bir irade ile başında olduğunu düşünmüyorum; esasen bu kapasitede bir organizasyonu tek başına yapabileceğine de aklım kesmez. Maşa olması kuvvetle muhtemel. Dünya çapındaki okulları için de aynı şeyi söylemiyor muyuz? Bu kadar büyük bir ekonomik gücün bağımsız hareket etmesi mümkün mü? Hatta tek bir odak tarafından yönetildiğini de söyleyemeyiz. Birden fazla odak olması ihtimali çok daha yüksek. Eminim ki bu işgal girişimi başarılı olsaydı ülkeyi ona da vermezlerdi. Herhalde bu darbe sonrasında ülkemiz Suriye’den ve Libya’dan çok daha büyük kıyımlara sahne olurdu. Dolayısıyla Türkiye’nin yok edilmesi için işbirliği yapan tüm güçlerin üzerinde ittifak ettikleri isim oldu Gülen”.

6. Sizce Muş 15 Temmuz da nasıl bir rol üstlenmiştir?

“Olağanüstü başarılı bir süreç yönetildi Muş’ta. Valilik, Belediye ve Üniversite ile önde gelen STK’lar, özellikle dindar grupların yoğunlaştığı örgütlü yapılar darbeye karşı muazzam bir reaksiyon gösterdiler”.

7. Genelde ve Muş’ta sizce muhalefet üzerine düşeni yaptı mı?

“İlk saatlerde ve hatta ilk günlerde çok güzel bir ortak direniş olduğunu düşünüyorum. Yenikapı ruhu bunun en güzel göstergesiydi sanırım. Bu bile bence takdir edilmesi gereken bir tepki göstergesidir”.

8. Genelde ve Muş’ta 15 Temmuz sonrası bütünlük vurgusu yapılabildi mi?

“Evet, ben bu konuda başarılı olduğumuzu düşünüyorum. Teorilerimiz çok sağlam olmasa da reflekslerimiz son derece yerindeydi”.

9. Genelde ve Muş’ta Cumhurbaşkanı ve Başbakanın süreci yönetmesiyle alakalı ne düşünüyorsunuz?

“Son derece başarılı buluyorum. Dünya üzerinde buna dair kaç örnek gösterebilirsiniz ki? Türkiye’nin geçmişinde yaşadıkları hala hafızalardadır. Darbeciler karşısında sivil iradenin dimdik ayağa kalktığı ve başarılı bir süreç yönettiği ikinci bir dönem hatırlamıyorum”.

10. 15 Temmuz gecesinde iletişim için en çok hangi şekilde irtibat kurdunuz?

“Öncelikle cep telefonu yoluyla; ancak kısa zamanda şarjım bittiği için yanımda getirdiğim mobil şarj aleti ile sabaha kadar iletişim sağladım. Ayrıca yönetim anlayışıma uygun olarak bana doğrudan bağlı akademik ve idari birim amirleri ile özel whatsup grupları oluşturdum. Onların da kendi alt whatsup grupları oluşturmasını temin ettim. Aynı şekilde STK temsilcileri ile de bu şekilde 3-4 grubum var. Bu grupları çok aktif kullandım. Daha sonra tüm birim amirleri ile bir haberleşme sistemi kurdum. Her arkadaşa kendi alt grubunun tüm iletişim bilgilerini muhafaza edecekti. İnternet kesilmesi durumunda cep telefonu ile o da kesilirse sabit telefonlarla, o da kesilirse doğrudan ulaşmak sureti ile haberleşecektik. Takriben adam başı 10 kişi düşecek şekilde ekibimi örgütledim. Dolayısıyla bir aksilik olacak olsaydı sistem devreye girecekti. Daha özel tedbirlerimiz de oldu; onu da ileride tarih yazsın…”

11. Muş’ta demokrasi nöbetleri nasıl bir izlenim yaratmıştır?

“Bende bıraktığı en büyük tesir, birlik ruhunun bir dip akıntısı gibi bu milletin benliğinde yaşadığını görmek oldu. Gerisi teferruat…”

12. OHAL ve KHK’lar konusunda görüşleriniz nelerdir?

“Kısa sürede bu sürecin tamamlanmasının herkesin hayrına olacağına inanıyorum; ancak 250’ye yakın şehidin ve yüzlerce gazinin olduğu bir yerde bu travmaya karşı keen lem yekün davranamazsınız. Ne lüzum ediyorsa yapılmalı. Hala yeni yeni isimlerin çıktığı bir ortamda rehavete kapılmak aptallık olur. Önemli olan mağduriyete sebep olmamak ve mağduriyet vaveylası koparıp süreci sulandırmak isteyenlere fırsat vermemek…”

13. İdam ve Başkanlık sistemi hakkındaki görüşlerinizi nasıl ifade edersiniz?

“Bana göre devlet bir katili affetme yetkisine sahip olamaz; olmamalı. Bunu yapmakla cinayetleri sadece daha kolay işlenir kılarsınız. Bununla birlikte idam tartışmalarını meydanların hissiyatından bağımsız değerlendirmenin rasyonel bir tutum olacağını düşünüyorum. Neticede ülkeyi yönetenlerin sırtında yumurta küfesi var ve hem iç politikada hem de dış politikada reel politik davranmak zorundasınız. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine gelince, bunu zorunlu bir çıkış olarak görüyorum. İdarenin sivilleşmesi, karar mekanizmalarının hızlanması, bürokratik oligarşinin gücüne ket vurması, kamuoyunun sevâd-ı a’zamı dediğimiz büyük çoğunluğunun iradesinin yönetime yansıması, yürütme ve yasama ile denetlemenin birbirini dengeler tarzda gelişmesine imkân vermesi açısından çok olumlu bir öneri… Öte yandan bana göre farklı etnik aidiyetlere sahip olan insanların haklarını talep etme konusunda çok daha hızlı ve güçlü karar alabilmeyi mümkün kılacağından, bu sistemin Kürt asıllı vatandaşlarımız açısından da ısrarla talep edilmesi gereken bir yönetim biçimi olduğunu düşünüyorum. Muhatapların ya da karar vericilerin çoğalması sadece biraz daha girift problemlere yol açıyor. Türkiye artık 20 yıl önceki fakir ülke değil. Toplumsal refahın bu kadar yaygınlık kazandığı bir ülkede alt gelir grubundaki ülkeler gibi yönetilmek sadece sorun çıkarır.”

14. İkinci bir darbe girişimi olabileceği konusunda ne düşünüyorsunuz?

“Referandum sonrasında bu tür ihtimallerin neredeyse imkânsız hale geleceğini düşünüyorum; ancak risk her zaman vardır. Gelişmiş ülkeler için bile bu risk bütünüyle sıfırlanmış değildir. Önemli olan sivil inisiyatifin gücünün farkına varılması ve sivil yönetimin güçlendirilmesidir. Şu an Türkiye’de insanlar o kadar dolmuştur ki şayet böyle bir teşebbüs olursa eminim ki bunun sonuçları kalkışmacılar açısından çok vahim olur.”

15. 15 Temmuz ile alakalı son sözleriniz nelerdir?

“Kendimi, çocuklarımı, çalışma arkadaşlarımı ve öğrencilerimi çok şanslı görüyorum. Böyle alçak bir kalkışmaya ilk andan itibaren tepki koymak hepimiz için bir ilahi lütuf ve tarihsel bir fırsatın son derece güzel kullanılması... Allah ömür verirse torunlarımıza bugünleri anlatacağız. Fotoğraflarımızı, paylaşımlarımızı, uykusuz gecelerimizi, toplu kıldığımız namazları, sabahlara kadar sokakları adımladığımızı o günkü heyecanla tekrar tekrar hatırlayacağız. Bu jenerasyon şimdiden tarihe not edildi; bundan ötesi var mı?”

Kıymetli okuyucularımız, röportajımız burada bitmiştir. Sayın Fethi Ahmet Polat hocamıza, bizlere ayırdığı vakit için çok teşekkür ediyor ve bir sonraki röportajlarımızda görüşmek üzere diyoruz. Vesselam…”

İlginizi Çekebilir

BULANIK'TA 3 BİN FİDAN TOPRAKLA BULUŞTU

VALİ ÇAKIR: “BİR MİLLETİN GÜCÜ SADECE ORDUSUNDA DEĞİL, ORMANINDA DA SAKLIDIR”

MALAZGİRT’İN TARİHİ ABANT İZZET BAYSAL ÜNİVERSİTESİ’NDE YENİDEN ANLATILDI

REKTÖR ALİCAN, BOLU’DA ÖĞRENCİLER VE AKADEMİSYENLERLE BİR ARAYA GELDİ

HUSUMETLİ AİLELER BARIŞTIRILDI

“ADIMLARLA KEŞFET” PROJESİYLE MUŞ’UN GÜZELLİKLERİ ADIM ADIM TANITILDI

KALPLER ULU ÖNDER ATATÜRK İÇİN BİR KEZ DAHA HÜZÜNLE DOLDU

VALİ ÇAKIR’DAN 10 KASIM MESAJI: “ATAMIZI RAHMET, MİNNET VE SAYGIYLA ANIYORUZ”

MODERN SİSTEMLE TARIMSAL VERİMLİLİK ARTACAK

LASTİKÇİLERDE KIŞ LASTİĞİ YOĞUNLUĞU BAŞLADI

  • Çarşamba 17.8 ° / 10 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Perşembe 18.2 ° / 9.2 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Cuma 15.6 ° / 5.5 ° Güneşli

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.GALATASARAY A.Ş. 12 9 1 2 19 29
2.FENERBAHÇE A.Ş. 12 8 0 4 15 28
3.TRABZONSPOR A.Ş. 12 7 1 4 10 25
4.SAMSUNSPOR A.Ş. 12 6 1 5 7 23
5.GÖZTEPE A.Ş. 12 6 2 4 9 22
6.BEŞİKTAŞ A.Ş. 12 6 4 2 5 20
7.GAZİANTEP FUTBOL KULÜBÜ A.Ş. 12 5 3 4 -3 19
8.CORENDON ALANYASPOR 12 3 3 6 0 15
9.TÜMOSAN KONYASPOR 12 4 6 2 -2 14
10.ÇAYKUR RİZESPOR A.Ş. 12 3 4 5 -2 14
11.KOCAELİSPOR 12 4 6 2 -4 14
12.RAMS BAŞAKŞEHİR FUTBOL KULÜBÜ 12 3 5 4 2 13
13.HESAP.COM ANTALYASPOR 12 4 7 1 -10 13
14.GENÇLERBİRLİĞİ 12 3 7 2 -5 11
15.KASIMPAŞA A.Ş. 12 2 6 4 -6 10
16.ZECORNER KAYSERİSPOR 12 1 5 6 -15 9
17.İKAS EYÜPSPOR 12 2 8 2 -9 8
18.MISIRLI.COM.TR FATİH KARAGÜMRÜK 12 2 9 1 -11 7