DETAYLARDA GİZLİ BİR BAŞARININ HİKAYESİ
Çocuklarının kaleminden; Muş’tan Mersin’e, sabır ve detaylara verdiği önemle Türkiye’nin önde gelen sanayicilerinden biri haline gelen babaları Şerafettin Memiş’in hayat ve başarı hikâyesi.
Hayata küçük yaşta atılan, bir avuç hayal ve azimle yola çıkan Şerafettin Memiş; dürüstlüğü, çalışkanlığı, insan odaklılığı ve sabrı ile sadece iş dünyasında değil, hayatın her alanında iz bıraktı. Çocukları Veysel ve Tuba Memiş, hem babalarını hem de Türkiye’nin örnek sanayicilerinden birini anlatıyor.
Bir hayalle yola çıktı, koca bir çınara dönüştü
Memleketi Muş’tan Mersin’e sanayici olma hayaliyle yola çıkan Şerafettin Memiş’in tek sermayesi esnaflık tecrübesi ve hayalleriydi. 1980’lerin sonunda Mersin’de kurduğu hayal, zamanla büyük bir başarı öyküsüne dönüştü. Nohut ve mercimek gibi mutfağın temel ürünlerinde kaliteyi esas alan anlayışıyla, bakliyat sektöründe ön sıralarda yer aldı.
Onun “iş hayatında başarı detaylarda gizlidir” sözü, bugün şirketi yöneten ikinci kuşak için hâlâ yol gösterici bir ilke niteliğinde.
12 yaşında başlayan mesai
İlkokulu bitirir bitirmez, henüz 12 yaşında iş hayatına atılan Şerafettin Memiş, hayvancılık ve ticaretle uğraşan bir aileden geliyordu. Muş’ta başladığı gıda toptancılığı işinde fark yaratan girişimleriyle tanındı. Ürünlerini müşterinin ayağına kadar götürerek dönemin rekabet koşullarında sıra dışı bir hizmet anlayışı geliştirdi.
Muş’ta birçok başarıya imza atsa da sanayici olma hayali onu yeni bir yolculuğa yöneltti. 1989 yılında, 29 yaşındayken 5 çocuğu ve 7 kardeşinin sorumluluğuyla Mersin’e taşındı.
Ortaksız bir inanç, yılmadan bir mücadele
Mersin’e ilk geldiğinde sektörde tanınmayan biri olarak 2 ortağıyla birlikte işe başlayan Memiş, ilk yıl kâr edilemeyince ortakları vazgeçti. Ama o vazgeçmedi. Sabırlı ve inançlı kişiliğiyle yoluna tek başına devam etti.
İkinci yıldan itibaren muhasebe, satın alma, operasyon derken her işi bizzat yürüttü. O yıl büyük bir kâr elde ederek sektörün dikkatini çekti. Ürün kalitesi sayesinde Türkiye’nin büyük holdingleri onunla çalışmak istedi. Kaliteden ödün vermemesi onu kısa sürede sektörün güvenilir isimlerinden biri haline getirdi.
"Başarı için zeka değil, sabır ve dikkat gerekir"
Şerafettin Memiş’e göre başarılı olmak için çok zeki olmaya değil, işe sabırla sarılmaya, işi önemsemeye ve detaylara dikkat etmeye ihtiyaç vardı. “Eğer bir işte başarılı olmak istiyorsan o işin detayını görmelisin” derdi her zaman. Sıradan bir bakliyat üreticisi olmanın ötesinde; işin detayındaki kaliteye, süreç yönetimine, güvene ve sürdürülebilirliğe odaklandı.
Kazandığını hep işine yatırdı. Diğer firmaların ne yaptığıyla değil, kendi değerleriyle ilgilendi. Bu özgün duruşu sayesinde sektörde taklit edilmeyen, ilham alınan bir isim oldu.
Yeniliklerin peşinden değil, önünden gitti
Sektördeki teknolojik dönüşümleri yakından takip eden Memiş, her zaman en yeni teknolojiyi ilk uygulayanlardan biri oldu. Sürekli yatırım yapan, her yıl işini büyütmek için yeni adımlar atan biriydi. Tat markasıyla hem yurtiçinde hem ihracatta büyük başarılara imza attı. Onun yatırımları yalnızca kazanca değil, istihdama da odaklandı.
Çalışanlarını ailesi bilen bir patron
Şerafettin Memiş’in en güçlü yönlerinden biri insan odaklı yaklaşımıydı. Çalışanlarını ailesi gibi görür, birebir ilgilenir, dertleriyle hemhal olurdu. İşe alımlarda gençlere öncelik verir, yeni mezunların kurum kültürü içinde yetişmesini önemserdi. İnsana yatırım yapmanın en kârlı yatırım olduğuna inanırdı.
Adaletli ve sözüne güvenilen bir patrondu. Tanıdığı birçok aile şirketinde çıkan anlaşmazlıklarda hakemlik yapar, verdiği kararlar taraflarca kabul görürdü.
“Babamızın değerleri bizim fenerimizdir”
Çocukları Veysel ve Tuba Memiş, babalarının yalnızca bir iş adamı değil, aynı zamanda her konuda danıştıkları, güvendikleri, her sorunu sakince çözen bir bilge olduğunu söyleyerek, “Bize iş yaşamında ve aile yaşantımızda nesiller boyu yol gösterecek değerler bıraktı. Babamızın dürüstlüğü, sabrı ve insan sevgisi bizim fenerimiz olacak” dediler.
Toplumdan kazandı, topluma verdi
Memiş, sosyal sorumluluk konusunda da örnek bir insandı. Yardıma muhtaç kimseyi geri çevirmez, yardım faaliyetlerine bizzat katılırdı. En büyük mutluluğu çocukların yüzündeki sevinci görmekti. Türkiye dışında yatırım yapmayı tercih etmez, ülkesinden kazandığını yine ülkesine yatırırdı.
“Dünyanın en iyi babası ve en iyi patronuydu”
Çocuklarına göre Şerafettin Memiş; yalnızca başarılı bir iş insanı değil, aynı zamanda örnek bir babaydı. Onlar için gurur kaynağı, çalışanları içinse güvenceydi. “Babamızın kalbi herkese yeterdi. Dünyanın en iyi babası, en iyi patronuydu.”