MUŞLU AKADEMİSYEN AMASYA’DA KÜRESELLEŞMEYİ ANLATTI
Muş Alparslan Üniversitesi’nden Dr. Burhan Taşkaya, Amasya’da düzenlenen seminerde küreselleşmenin ekonomik ve kültürel boyutlarını değerlendirdi.
Amasya Özgür-Der ve İHH organizatörlüğünde, Muş Özgür-Der Yönetim Kurulu Üyesi ve Muş Alparslan Üniversitesi Dr. Öğretim Üyesi Burhan Taşkaya’nın konuşmacı olarak katıldığı “Küreselleşmenin Etkileri ve Boyutları” konulu bir seminer gerçekleştirildi.
Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan programda açılış konuşmasını Amasya İHH Yönetim Kurulu Üyesi Fatih Akgül yaptı. Akgül, başta Gazze ve Suriye olmak üzere dünyada yaşanan zulümler karşısında toplumsal sorumluluklara dikkat çekerek, bu tür seminerlerin bilinçlenmeye katkı sağladığını belirtti. Gazze’nin gündemde tutulmasının önemine değinen Akgül, “Dualarımızla, eylemlerimizle, maddi yardımlarımızla tüm mazlumlara desteğimizi sürdürmeliyiz,” ifadelerini kullandı.
Seminerde söz alan Dr. Öğr. Üyesi Burhan Taşkaya, küreselleşmenin yalnızca teşhis edilmesi gereken bir süreç olmadığını, aynı zamanda çözüm arayışının da önemli olduğunu belirtti. Küreselleşmenin hem ekonomik hem kültürel anlamda Müslüman toplumları ciddi şekilde etkilediğini vurgulayan Taşkaya, bu etkilere karşı bilinçli bir duruş gerektiğini ifade etti.
“Küreselleşme tek tip hayat tarzı oluşturdu”
Taşkaya konuşmasında, 1950’lerden bu yana farklı kavramların öne çıktığını ancak küreselleşmenin daha geniş ve etkili bir alanı kapsadığını söyledi. Sovyetler Birliği'nin dağılması sonrası Batı'nın modern yaşam tarzının küresel düzeyde yaygınlaştığını dile getiren Taşkaya, “Tüketim ve iletişim araçları sayesinde zengin ülkelerin yaşam tarzı dünyanın her yerine girdi. Bugün gezegen adeta tek tip modern bir hayat tarzının etkisi altına girmiş durumda,” dedi.
“Küresel güçlerin hiçbir ahlaki normu yok”
Küreselleşmenin ekonomik boyutuna değinen Taşkaya, piyasa güçlerinin devlet denetiminden bağımsız hareket ettiğini ve bu durumun küresel güçlerin toplumlar üzerindeki etkisini artırdığını ifade etti. “Bu süreçte piyasa lehine değişen dengeler, ahlaki normların göz ardı edilmesine yol açtı,” dedi. Küreselleşmeye olumlu ve olumsuz bakan geniş görüş yelpazesi olduğunu söyleyen Taşkaya, sürecin özellikle fakir ülkeler ve işçi hakları açısından tehdit oluşturduğunu belirtti.
“Küreselleşme farklılıklarımızı silip süpürüyor”
Taşkaya, kültürel küreselleşmenin ise daha da derin bir tehdit oluşturduğunu belirtti. Batı’nın kültür endüstrisinin dünyanın dört bir yanında etkili olduğunu vurgulayan Taşkaya, “Yiyeceklerden giyime, filmlerden mimariye kadar birçok alanda tek tip kültürel bir yapı oluşuyor. Bu da geleneksel çeşitliliği yok ediyor,” ifadelerini kullandı.
Müslüman toplumların mimari, giyim, yeme-içme gibi konularda ince düşünceler barındıran bir medeniyetin çocukları olduğunu hatırlatan Taşkaya, “Küreselleşme mahremiyeti önceleyen, cinsiyeti önemseyen, fakiri gözeten değerlerimizi yok etmektedir. Cinsiyetsiz, sınırsız tüketim anlayışına sahip bir toplum hedeflenmektedir,” dedi.
“Küreselleşmenin panzehiri toplumsal dayanışmadır”
Küreselleşmenin yalnızca bireysel çabayla durdurulamayacağını belirten Taşkaya, çözümün toplumsal yapıların güçlendirilmesinde yattığını ifade etti. “Bireysel mücadeleyle bu kuşatmayı aşmak mümkün değildir. Cemiyet yapısı içinde hareket etmek, hem kendimizi hem de çocuklarımızı korumak açısından önemlidir,” diyen Taşkaya, İslami değerlerin toplumsal düzeyde yaşatılması gerektiğini söyledi.