Günümüz ile tarihten örnekler vererek detaylı bilgiler veren Tarihçi Ayhan Kuş, bu hafta ki köşesinde ?Osmanlı´da kardeş katli´ konusunu ele alarak değerlendirmelerde bulundu.
Genel bir değerlendirme yapan Tarihçi Kuş, şunları söyledi: ?Osmanlı tarihinde belki de kardeş katli meselesi kadar hassas, hissi, sosyal ve siyasi bir mesele yoktur. Bir kısım tarihçiler konunun hassasiyetinden dolayı konuyu geçiştirip üstünü kapatmaya çalışırken, bir kısım romantik müverrihlerde konunun haklılığını kendince savunma çabası içerisine girmektedir.
Batılı tarihçi ve Batı hayranı tarihçilerimiz ise utanç ve insanlık dramıyla dolu karanlık tarihini unutarak var güçleri ile Osmanlı padişahlarını siyasi Zilletle suçlayarak itibarsızlaştırmaktadır. Elbette ki Osmanlı padişahları insanüstü varlıklar değildi her beşer gibi eksik ve hataları vardı. Kardeş katli meselesi bir taht Sevdası olarak yorumlamak niyet okuyuculuğundan başka bir şey olmadığı gibi çok kısır bir düşüncedir.
?OSMANLI´DA ŞEHZADELER ARASINDAKİ MÜCADELE DEVLETİN YIKILMASI TEHLİKESİNİ ORTAYA ÇIKARMAKTAYDI?
Avusturya elçisi Busbecq der ki: ?Müslümanlar Osmanlı hanedanı sayesinde ayakta duruyorlar. Hanedan yıkılırsa dinde mahvolur. Bu sebeple hanedanın din ve devletin selameti ve bekası evlattan daha mühimdir.? Bu sözler kısmen de olsa olayı açıklamaktadır. Tarih olmasını istediğimiz şeyler değil olan şeylerdir. Değerlendirme ise günümüze göre değil geçmişe göre yapılır.
Osmanlı´da Şehzadeler arasındaki mücadele devletin yıkılması tehlikesini ortaya çıkarmaktaydı.
Mücadeleyi kaybeden Şehzade başka devletlere sığınırdı. Osmanlı bunun için sığındığı devlete hazineden altın öderdi buda yetmez gibi malum devletler şehzadeleri Osmanlı´ya karşı kullanırdı.
Fatih döneminde Bizans´ın kullandığı Şehzade Orhan da olduğu gibi, yine hazin bir hikayesi olan Cem Sultan´ın papalık tarafından kullanılmak istenmesi ve daha sonrada zehirlenmesi gibi. Tarihi çok iyi bilen Fatih Fetret döneminde Osmanlı´nın yıkılma tehlikesini de göz önüne alarak daha önce Bizans´ta var olan bir gelenekten etkilenerek bu kanunu yapmıştır. Fatih Sultan Mehmet ve onun çıkardığı kanunnameyi Ali Osman günümüzde eleştiri oklarının hedefi haline gelmiştir. ?Her kimseye evladımdan Saltanat Müyesser ola kardeşlerini nizam-ı alem için katletmek münasiptir. Ekser ulema dahi tecviz etmiştir. Anında amil olalar.? Şeklindeki kanun zaten Fatih´ten önce var olan kardeş katlini yasal hale getirmiştir. İlk kez Osman Bey, amcası Dündar Beyi bertaraf etmiştir. Birinci Murat, kardeşleri Halil ve İbrahim´i, oğlunu Savcı Bey´i İsyan ettikleri için bertaraf etmiştir. Daha sonra Yıldırım Beyazıt kardeşi Yakup´u, Fatih küçük kardeşi Ahmet´i, Yavuz Sultan Selim kardeşleri Ahmet ve Korkut´u bertaraf etmiştir.
?KARDEŞ KATLİ YASASI HER NE KADAR ŞERRİ KANUNLARA DAYANDIRMAK İSTENSE DE ASLINDA TEMELİ BİZANS´A DAYANAN ÖRFİ BİR KANUNDUR?
Kanuni ise tek çocuk olduğu için tahta her ne kadar sorunsuz çıksa da daha sonra evlatları ile imtihan olmuş iki oğlunu şehzade Mustafa ve iran´a sığınan şehzade Beyaz ve dört torununu bertaraf etmek zorunda kalmıştır. Osmanlı Padişahları içinde bu kanunu istismar edenlerde olmuştur. III. Mehmet tahta çıktığında 19 kardeşini daha sonrada bir oğlunu bertaraf etmiştir.(tarihçi İbrahim peçevi de bahsetmektedir) rivayete göre Sultan Mehmet Reşat padişah olduğunda atalarının kabrini ziyaret ederken bu sebepten dolayı III. Mehmet´in kabrini ziyaret etmeyi reddetmiştir. Yaklaşık 150 yıl uygulamada kalan kardeş yasası 1600´ler I. Ahmet´in Ekber ve Erşed kanunu ile ortadan kalkmıştır. Bundan sonra şehzadelerden en büyük ve en olgun olanı devletin başına geçmesi kabul edilmiştir. 1600´lerden sonra birkaç siyaseten katil olay olmuştur. Ama artık halk ve ulama karşı çıkmıştır. Bu yüzden gittikçe azalmış ortadan kalkmıştır. Kardeş katli yasası her ne kadar şerri Kanunlara dayandırmak istense de aslında temeli Bizans´a dayanan Örfi bir kanundur. Yani politik bir şeydir. Tabii ki şeriatta İsyan ve devleti yıkma girişiminin cezası aynıdır. Ama İsyan etmeden ortadan kaldırılan Şehzadeler için geçerli değildir. Şeriatta fiil olmadan ceza olmaz. Sadece şöyle yorumlanabilir; umumi bir zarar hususi bir zarara tercih edilmiştir.