TARIM ORKAM-SEN TOPLU SÖZLEŞME TALEPLERİNİ AÇIKLADI
Tarım Orkam-Sen Muş İl Temsilcisi Garip Atay, kamu emekçilerinin yıllardır biriken hak kayıplarına karşı güçlü ve gerçek bir toplu sözleşme mücadelesi yürütüleceğini söyledi.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’na (KESK) bağlı Tarım Orkam Sen, 8. Dönem Toplu İş Sözleşmesi (TİS) ile ilgili basın açıklaması yaptı.
KESK Mu Şubeler Platformu binasında basın açıklamasını okuyan Tarım Orkam Sen Muş İl Temsilcisi Garip Atay, kamu emekçilerinin yaşadığı hak kayıplarına dikkat çekerek, gerçek ve onurlu bir toplu sözleşme mücadelesi yürütülmesi gerektiğini vurguladı.
2026-2027 yıllarını kapsayan toplu sözleşme sürecine ilişkin talepler ve sorunlar detaylı şekilde kamuoyu ile paylaşan Garip Atay, Türkiye’nin uzun süredir ekonomik, siyasi ve sosyal alanda derin krizler yaşadığını, bu krizlerin bedelinin ise doğrudan emekçilere ve halkın geniş kesimlerine ödettirildiğini söyledi.
“Toplu sözleşme” adı altında 7 dönem boyunca, 14 yıldır kaybedilen hakların artık daha fazla görmezden gelinemeyeceğini ifade eden Atay, “Bugün 25 milyon kamu emekçisi, emekli ve ailelerini kapsayan devasa bir kitlenin geleceğini ilgilendiren önemli bir sürecin eşiğindeyiz. Ancak, 14 yıldır devam eden bu sistemde gerçek anlamda bir toplu sözleşme masası olmadı. Yetkili sendika dediğimiz yapının yönetimi, kamu emekçilerini temsil etmekten uzak, saraya bağlı ‘kraldan çok kralcı’ bir anlayışla hareket etti” dedi.
Ekonomi politikalarının emekçilere yüklediği ağır fatura
Atay, ülkede uygulanan ekonomi programlarının sermaye lehine, emek aleyhine olduğunu belirterek, “Bu programların hiçbiri emeğiyle geçinenlerin yaşam standartlarını yükseltmeye değil, onları köleleştirmeye ve yoksullaştırmaya hizmet ediyor. Artan enflasyon, eriyen ücretler, yükselen işsizlik kamu emekçilerinin hayatını her geçen gün zorlaştırıyor” şeklinde konuştu.
Ayrıca, ILO sözleşmeleri ve Anayasa tarafından güvence altına alınan grev hakkının yıllardır fiilen yok sayıldığını belirten Atay, bu nedenle masada adil ve hakkaniyetli bir toplu sözleşme yapılmasının mümkün olmadığını ifade etti.
Tarım Orkam Sen’in somut talepleri
Toplu sözleşme sürecine yönelik taleplerini de ayrıntılı şekilde paylaşan Atay, özellikle Tarım ve Ormancılık iş kolundaki kamu emekçilerinin maaş, sosyal haklar, çalışma koşulları ve iş güvencesine dair beklentilerini sıraladı. Talepler arasında; Maaşlara seyyanen zam yapılması ve ek ödemelerin emekliliğe yansıtılması. Mühendis, veteriner hekim ve diğer sağlık personeline ek göstergelerin artırılması. Fiili hizmet zammı uygulaması. Kadro ve sınıf ayrımı gözetmeksizin sosyal hakların iyileştirilmesi. Ücretsiz kreş ve gündüz bakımevleri sağlanması. Sağlıklı ve hijyenik çalışma ortamlarının oluşturulması. İş güvencesinin güçlendirilmesi ve kadrolu çalışmanın yaygınlaştırılması gibi önemli başlıklar yer aldı.
Kadın kamu emekçileri için de özel düzenlemeler yapılmasını talep eden Atay, “Kadınların iş yerlerinde karşılaştığı cinsiyetçi ayrımcılık, şiddet ve mobbingin önüne geçecek etkili mekanizmalar kurulmalı, kadınların yöneticilik ve karar alma mekanizmalarında eşit temsil edilmesi sağlanmalıdır” dedi.
“Masa başı sefalet protokollerini kabul etmiyoruz”
Atay, geçmiş yıllarda yetkili sendikanın imzaladığı toplu sözleşmelerin emekçiler açısından “satış protokolleri” ve “sefalet sözleşmeleri” niteliğinde olduğunu belirterek, KESK ve bağlı sendikaların bu tür düzenlemeleri kabul etmediğini, etmeyeceğini vurguladı.
“Kamu emekçilerinin, emeklilerin, asgari ücretlilerin, çiftçilerin, gençlerin haklarını savunmak için sokakta, işyerinde ve meydanlarda birleşik bir mücadele yürüteceğiz” diyen Atay, dayanışmanın ve ortak mücadelenin önemine dikkat çekti.
“Birlikte mücadele zamanı”
Basın açıklaması sonunda kamu emekçilerine seslenen Atay, “Gelin, böl-parçala-yönet politikalarına geçit vermeyelim. Bugün biz birlikte hareket etmezsek, emekçiler olarak kazanımlarımızı koruyamaz, haklarımızı geri alamayız. Artık ‘Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiç birimiz’ diyerek omuz omuza vermenin zamanı geldi” ifadelerini kullandı.