Bedrettin KELEŞTEMUR

Tarih: 26.06.2025 18:51

AKROSTİŞ ŞİİRLERİM

Facebook Twitter Linked-in

AKROSTİŞ ŞİİRLERİM

Bedrettin KELEŞTİMUR

ADALET

(Akrostiş Şiir)

Adalet hak, hukuk, ahlakla yürür

Doğruluk terazinin ibresinde,

Arifane yürekle vicdanı taşır

Lüksten, kibirden kaçarak, tevazu

Eleğinden yüreğine dökülür!

Tartıda hilesiz merhamete yürür

 

AHMET KABAKLI HOCAYA 

Ah desem, şu köhne günler için

Haykırabilsem içimdeki yangın,

Mazlum bakışlara, şefkat türküsü

Erdemli insan, Alperen Yolcusu

Tarihe adını düştüğün vakit;

Kahpe yüzlere dersini verdiğin,

Alnı açık, bir bilge tavrıyla hey!

Bayrağında, sağduyunun kalesi

Ağır yük, omuzlarında bir nesil;

Kelimeler, yağmur serinliğinde

Lisan-ı hal ile temayüz etmiş;

İnce elekten, geçirmiş zamanı

 

BİR OLMAK 

Bir olmak, öyle güçlü bir şuur ki,

İyilikler, nehir yatağı gibi 

Rıza makamı, öyle bir vakar ki,

Olmak, tan vaktinin şafağı gibi 

Lebbeyk, öyle yüreklerden akar ki,

Meydanların fethe atağı gibi 

Arkadaş hislerim öyle vurur ki,

Cenk naralarının otağı gibi 

 

AHMET TEVFİK OZAN’A

Ayın on beşi, Ocak soğuğunda

Haber salındı, ‘şiir göçtü’ diye

Martılar uçtu, Buzluk Bağlarından,

Efkâr rüzgârı göğüs kafesinden

Toz bulutu gibi çarparak yükselir

Ozanlar yasta, ayrılık yaman hey!

Zaman döner, devran döner, baş döner 

Akşam hüznü, şafak kızıllığında

Nazar eder her söz edep dersinde

 

NİYAZİ YILDIRIM’A

Nil, Tuna, Fırat’ı Türk’ün suyolu

İçinde Oğuz’un yirmi dört boyu

Yürür meydanlarda Horasan gülü

Adım, ‘Niyazi’ destanlar burcunda;

Zafere adanmış, Genç Osman Soyu

İfadem, bir nesli ihya harcında

 

AZERBAYCAN’A

Aynı keder, sevinci paylaşırız

Zor günlerde birlikte eyleşiriz

Ezelden ebede emelimiz bir

Rüzgârla dalgalar, ay-yıldızım bir

Bedri, köklü ağacın iki dalı;

Azerbaycan can, Türkiye’m can suyun!

Yeryüzünde ne güzel yer beğenmiş

Can siparane birbirine kalkan

Aynı ülküye; Turan Yoluna hey!

Ne de güzel yakışmış birbirine

 

CUMHURİYET 

Cumhuriyet içinde insan öznesi

Ulusum, tercihlerin en âlâsı

Mutlu sabaha uyanır hanesi

Hürriyetin, istiklalin Kale’si

Uzun soluklu yolun nişanesi,

Ruhumda taşırım beyaz lalesi!

İrade milletin, yücedir manası

Yüz geri oldu düşman avenesi

Erdemli insanla tarih molası

Türk Asrı, Cumhuriyet nişanesi

 

DOĞU TÜRKİSTAN’A

(Akrostiş Şiir)

Derler size,  Ata Yurdun neresi?

Ordu-Millet bir olduğu yerdedir

Gönülle, sevdanın candan yöresi

Ulu Türkistan olduğu yerdedir

Türk’üm demenin erdemli töresi,

Ülke davası olduğu yerdedir

Rüzgârla birlikte, Kürşat narası,

Kızıl kıyamet koptuğu yerdedir

İstiklal uğruna nice yarası,

Sabırla derdi söktüğü yerdedir

Tan yerinden bak, görürsün teresi,

Ağuyla zehir döktüğü yerdedir

Nice destanın doğduğu yerdedir

 

DOKTOR SADIK AHMET’E

Sadakat nedir? Ahmet’ime sorun

Adalet, hukuk istedi, Türk için

Dedeağaç, Gümülcine, İskeçe

Istırabında, kanayan yaranın!

Kalbinde hasreti, Türk Yurdunun

Alnı açık, adımları hak için

Hürriyet, insanı yaşatan ruh da…

Memleket isterim, gözleri aydın

Erdemli yolda yürürken de rahat

Ta ki, kahramanlar şahadet eder.

 

EDEP YAHU 

Edep, insanın haddini bilmesi

Dil ile sabır, sükûta ermesi

Erdemli duruşla kendini bilmesi

Pervane misali dönersen aşkla

Yer ehlini de huzurla bulması

Âlâ-i illiyin mertebesine

Hak diyerek doğru yolu bulması

Ufuk, kâmil insan, yaratılış gayesi

 

EY HAMİYET

Hamiyetli, gönül ereni insan

Âşıkım istiklâle, bayrağına 

Merhamet bağıyla dileğim, ihsan

İstemem na mahrem eli toprağına

Yitiğim ilim, odağında irfan

Ehli marifet nimettir bağına

Taşır aklında, fikrinde ihlası…

 

FETHİ GEMUHLUOĞLU’NA

“Fethi Ağabey” oldu gönüllerin,

Emeği, gülistan oldu, güllerin

Terkisinde, sevgi dolu heybesi

Hırkası, ‘Yunus kokulu’ ellerin

İhlasla yıkanmış, duru dillerin

Gel der, ‘nefis duvarını’ yıkarak

Ebede doğru takvayla akarak

Muhabbet ister, söze hikmet gerek

Ulu bir çınara döndü gölgesi

Hilkati aşk olanında serveti

Lisân-ı hâl ile dolar halveti

Usulü cedittir, ilme daveti

Merhaba derim, ‘asrın muhtarına’

Sevgi dolu yürekle yürüyüşüne

 

FİLİSTİN’E

(Akrostiş Şiir)

Feryadın tesbih ettiği yerdeyiz!

İşit, kulak ver hâk diyen sedaya

Lâkin vahşetin tüttüğü yerdeyiz

İhlasın ayağa kalktığı edaya,

Sükûtla siper kazdığı yerdeyiz!

Taşı, toprağı, hayata vedaya,

İçin için tutuştuğu yerdeyiz

Nedametin arandığı yerdeyiz

 

GASPIRALI’YA

Gördüm seni, bir asır öncesinde

Ata Yurdun, Ana Yurdun sesinde

Sarsılmaz bir irade nefesinde

Parlayan bir yıldızsın fikirlerinde

Işık oldun, rehbersin eğitimde

Rüyalarımı süsler, hecesinde…

Âlimler sofrasında, nicesinde

Lirik bir ses, bir duygu, sefer gibi

İlkler, ilkelerle, dünyama ilham

 

İSTİKLAL MARŞINA,

(Akrostiş Şiir)

İçimde yanar, hürriyet ateşi

Selâmdır, o ateşin saadeti!

Tâ ezelden Rabbim takdir eylemiş

“İsteme benden” esaret zinciri

‘Kırarım göğsümde’, zillet ağını

Lâhavle” okur; ,idrakim, şuurum

“Alçaklara çiğnetmem!” vatanı

Lâl değilim, susarsam iffetimden

 

İSTİŞARE

İlim ehli, ‘bir bilene danış’ der

Selâmdır, ‘sözün özü’ cana konar

Terazi, ‘hukuk sevdasıyla’ tartar

İhlasla, hikmetle bu devran döner

Şehri Elazığ’dır, dostlara yanar

Azizim dökülür gözyaşı yangına…

Riya değil, ‘şura ehli’ ahvalim

Edep içre; ‘akar-gider’ hayatım

 

ELÂZIĞ KAPALI ÇARŞI

(Akrostiş Şiir)

Kurulur tezgâhlar büyük özenle,

Açılır her dükkân hayır duayla

Paylaşır, yürek tartısı mizanla

Aşk ile şevk ile işine hayla

Layıktır şehre tarihim izanla,

Işığı Elâzığ'ın doğasıyla,

Çarşımız tadını, rengini taşır

Ak alınlar ter döker, adaletle

Resmini çizer, bu gönül hasretle

Şarkısıdır, "dükkânlar karşı karşı"

İçinde eser şehrin latif rüzgâr

 

MİMAR SİNAN'A

(Akrostiş Şiir)

Memleket aşkıyla yürüyen gönlü,

İhya ettin, nakış nakış işledin

Mimar Sinan ismiyle, imar mührü,

Âlem-i İslâm'a, şevkle işledin

Ruhundaki bütün hüneri döktün

Selimiye'de, ihlâsı işledin

İlimle marifeti tezyin ettin,

Nesillere zarafeti işledin

Akıl dökermiş harcı, bir gör hele

"Nun" emrinde, hidayeti işledin.

 

SABIR

(Akrostiş Şiir)

Sabırla imtihanmış meğer hayat

Azimle işe koyulmada niyet

Bildim, dualarda saklı hamiyet!

Ilgıt ılgıt esen rüzgârda safiyet

Rabbim, sabırla vermiş afiyet

 

NİHAL ATSIZ’A

(Akrostiş Şiir)

Nerede ülkemde yiğitler burcu?

İrfan Ocağında dökelim harcı

Hal ehlinin gönlündesin ebedi

Atsızlar tutar, Kürşat’ça nöbeti

Lakin haykırdı, her zaman dik durdu

Âlem-i Türk’ün adsız neferleri

Tarih boyunca bitmez seferleri,

Sizlerle yürüyecek büyük ülkü

Issız yüreklerin çığlığındayız

Zafer hakkındır elbet; Hak olacak

 

NURETTİN ARDIÇOĞLU’NA

“Nevi şahsına münhasır” şahsiyet

Ulu orta, gösterişlerden uzak

Rüzgâr gibidir, hayat serüveni

Emreder tavrı, ikiliği bozar!

Tarihi kahraman Belek Gazi,

Türk Yurdu Harput’u, ihya gayreti

İnşadır en büyük emeli, yurdu

Nöbetinde, ‘git-geldir Harput Yolu…’

 

RESUL İZİNDE

Resul izinde yürüyüşe çıktım

Ağladım, gözyaşı sel oldu, aktım

Merhamet çağlasın içimde feryat

Aşk nehri, hüzünüm yıkayan servet

Zuhur eder semada bulut, bulut

Arzın nağmesinde huzurla, umut

Nişanı zikir, haktan rahmet kapısı…

 

SADIK AHMET'E

Sadakat nedir? Ahmet’ime sorun

Adalet, hukuk istedi, Türk için

Dedeağaç, Gümülcine, İskeçe...

Izdırabında kanayan yaranın,

Kalbinde hasreti, Türk Yurdunun 

Alnı açık, adımları hak için 

Hürriyet, insanı yaşatan ruh da 

Memleket isterim gözleri aydın 

Erdemli yolda yürürken de rahat 

Ta ki, kahramanlar şehadet eder

 

SAMİMİYET 

Salih bir amelle başlar, sadakat

Azim, irade, gayret, ihlas, sabır

Merhem olur, hayatın özsuyuna

İstikâmet, saadet burcuna çıkar

Merhamet, hasmı bile eritir

İste gönül, feryadın kafi gelir

Yüzüstü bırakmaz doğru kulunu

Ey samimiyet ihlas sana muhtaç

Ta ki ebede yürüsün erdemlik

 

SARIKAMIŞ ŞEHİTLERİ

(Akrostiş Şiir)

Sarıkamış, ‘beyaz güller’ içinde!

Açılır, ‘gül bahçesine’ şehidin

Ruhları kuşattı, güzel yurdumu!

Işıktılar ülkeme kandil kandil

Kalpleriyle ‘hürriyeti’ yazdılar!

‘Alp’tiler, bu vatanın erenleri! 

Muştular bize, şanlı geleceği!

Irak değil, daha dün kadar yakın

Şükrünü eda ederiz, tarihin!

 

Şahitleridir, onlar bu vatanın

Elbet, ‘destanlaşan kahramanları’

Hatıralar, onlarla ‘bayraklaşır’

İçimizde ‘yeşerir’ ümitleri!

‘Tefekkür’ dünyamızda ışıl ışıl;

Laleler, her dem karanfiller açar

“Elif” der, bu mevsim kar taneleri

Rüzgâr, reyhan kokularıyla eser!

İliklerimize kadar, kıyamda

 

SEFERBER OLALIM 

Sevgiye hayra seferber olalım

El birliği, akıl ve iş birliği,

Feraset yolu içinde olalım.

Erdemli insan dolunay misali

Rehber, Kur'an ışığında olalım

Birlik şuuru ruhumuzu sarsın

Emr-i bil Maruf yolunda olalım

Resmet cihanı, çalışma ibadet

Bu kutlu adet yolunda olalım 

 

SEHER VAKTİ

Seher vakti uyanık, daha diri

Esen seher yeli, bir dua gibi

Her yer karanlık, sükûtun alevi

Ellerle yüzler semaya açılmış

Rahmet kapısına gözyaşı döker

Vuslat Köprüsünde çığlık çığlığa

Bin ah çekeriz derinden derine

Kader ağına attığı zamandan

 

SERVETİM

Servetim; aklım, sağlığım, imanım

Edeple ördüm kale duvarını

Rıza makamına el açtım, ‘aman’

Vuslatım, “halk içinde hak yoludur”

Erdemli insan olmak, ‘hayat kavgam’

Tartıya alır; her anı, günümü

İhtiyarım, ‘saçıma yangın düştü’

Mizan vakti, uykularımı böler

 

SIDDIK KOKUSU

(Sadık K. Tural’a…)

Sadık isminde sıddık kokusu

Açar içimizde bahar muştusu

Derviş gazilere asrın yokuşu

Ilık rüzgâr gibi gönülden eser

Kâmildir, ilminden nasiplenen çok,

Kâr ve kisbde olmamıştır gözü yok

Töreyle yaşatır ahde vefayı

Ulus vefalıda bulur sefayı

Rüya gibi güzel günler anar

Anılar birer mum içimde yanar

Lâ demez illâ Hak diyen sedayı

 

SİYASET

(Akrostiş Şiir)

Siyaset, sinirleri alınmış dil!

İhlas ile yürüyüşünde adil

Yüreği titrer, milletin derdiyle

Âşıktır vatana her bir ferdiyle

Selâm-Kelâm arasında, gel-gitler

Elem, keder, dünyamızda ağıtlar

Tâ ezeldendir, siyasette mahfil

Girmesin aramıza şerle, gafil!

 

ŞEYH ŞAMİL’E

Şamil Kafkasların doğan güneşi

Aslan yürekli, cihâd onun işi

Mertlik bohçasında iman çeyizi

İlim Meclisinde gelmemiş eşi

Lebbeyk sedası dinletir dağı, taşı

Şamil Kafkasların iman kalesi

Erdemli bakışlara düşer halesi

Yalnız Kurt, it sürüsüne dalası

Hasretinde yürür Kafkas Oyun!

 

ŞİİR NEDİR?

Şiir nedir, sırrını bilen var mı?

İhlas ile gönlüne dönen var mı?

İlim, Hikmet, İhsan, Marifet Yolu;

Resul Yolunda, “Hasan” olan var mı?

 

ÜMİTSİZLİK 

Ümitsizlik, bizim dinimizde yok 

Mahkûm mu edelim irademizi 

İtibarsız mı kılalım söyleyin 

Tarihe mi, kadere mi küselim 

Sakın ha! Yurt bizim, ebed de bizim 

İlacı, inancımız ihlâsımız 

Zaferde, yükselen bayrak da bizim 

 

VASFİ AKYOL’A

Vakıf insan, bir ömrün özleminde

Aziz şehir, Elâzığ’a âşıktın

Sesine, musikisine her zeminde;

Feyzinle bir nesle ilham bıraktın

İştiyakın zamanın dümeninde

Asrın irfanıyla gönüllere aktın

Kalemin güfte, kelâmda bestekâr

Yansın, efkârın nuru şamdanında

Olaydı Vasfi zamanın deminde

Lisan-ı hal ile hoş seda bıraktın

 

VEFA

Vefa, garip kuşum, gönül bayrağım

Edebimle, o bayrağı taşırım…

Feryadımla inler, canım toprağım!

Aşk içre yanar, imanım taşırım…

 

YAĞMUR

Yağmur, her damlası şefkat tohumu

Açılır gönlüme tomur tomur bulut

Gezinir ufkumda, rahmet rüzgârı

Martılarla kanat çırpar bulutlar

Usul usul latif nağme yükselir

Resmini çizebilsem o nağmenin

Sevinç gözyaşı açılır semaya


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —