GAZZE’DE BAYRAM
Bayram, mesrur olmak, mutlu olmak, paylaşmak anlamlarına gelmektedir. Gazze’ye baktığımızda bunlardan hiç birisi yoktur. Daha doğrusu bayramı kutlayacak ortam kalmamış. Dünyanın gözü önünde masum Gazze halkı, kadınıyla, erkeğiyle, yaşlısıyla, genciyle, çocuğuyla, bebeğiyle her gün ve her saat, gece ve gündüz İsrail’in katliamına maruz kalmaktadır. Artık Gazze’de Müslümanların topluca namaz kılacakları bir cami kalmamış. Tedavi olacakları bir sağlık kuruluşu da yoktur. İnsanlar göz göre, göre ölüme mahkûm edilmektedir. En kötüsü, ufukta bir aydınlığın da belirtisi görünmemektedir. İşte böyle bir ortamda kurban bayramı geliyor. Gazze’de bayram yapılacak yere mi kalmış? Yer olsa bile bayramlaşacak insan mı kalmış? Pek çok insanın eşleri, çocukları veya akrabaları katledilmiş. Her aileden mutlaka bir veya birkaç insan hayattan koparılmış gözükmektedir. Bundan dolayıdır ki, Gazze’de kurban bayramı oldukça buruk geçecektir. Bütün bu olumsuzluklar karşısında Gazzeli Müslümanlar, dini vecibelerini yerine getirmekten geri durmuyorlar. Onları kutlamak gerekir.
Gazze’deki Müslümanların içinde bulundukları bu karanlık tablo, tüm İslam ülkeleri tarafından nazar edilmesi gerekir. Bu hem dini hem de insani bir görevdir. Peygamberimiz (sav) efendimiz, “Müminler birbirlerini sevmekte, korumakta ve merhamet etmekte bir vücut gibidirler. Vücudun organlarından birisi rahatsız olduğunda, vücudun diğer organları bu rahatsızlığı hisseder” buyurmuştur. Riyazüssalihin.
Meseleye bu pencereden bakıldığında Filistin ve Gazze bölgesindeki Müslümanların içinde bulundukları durum karşısında etkilenmemek mümkün değildir. Yaklaşan kurban bayramı vesilesiyle yapacağımız en ufak yardımlarla onların yanlarında olduğumuzu hatırlatmak oldukça önemlidir. Kendimiz ferden, ferden, Gazze’ye gitmemiz ebetteki mümkün değildir. Yardım kuruluşları vasıtasıyla ayni veya nakdi yardımlar göndermek suretiyle sevinçlerine, mutluluklarına ortak olabiliriz. Sahip oldukları her şeyi kaybetmiş, eşini, çocuğunu, akrabaları kaybetmiş, oturacak evleri dahi kalmayan Gazzeli Müslümanlar, büyük bir imtihan vermekteler. Allah Nusret’ini ihsan eylesin. İnsan için çok zor bir durum.
Yüce Allah, mazlum ve mağdur halkı, İsrail’in zulmünden muhafaza eylesin. Kalıcı barışın tesisiyle inşallah Gazze’li Müslümanlar normal hayatlarına kavuşurlar. Kendi topraklarında özgürce yaşama haklarına kavuşurlar. Barışın yapılması hususunda batılı devletlerin gösterdiği tepkiyi, İslam ülkelerinin de göstermesi gerekir. İsrail’in Gazze’de her gün keyfi olarak sivil halkın üzerine bomba yağdırarak ölmelerine sebep olması, batılı devletleri rahatsız etmiştir. Gün geçtikçe daha önceleri kendisine destek veren devletlerin bu desteklerini kesmeleri, İsrail’i yalnızlığa itmiştir. İnşallah kalcı barış yapılırsa çok büyük zarar gören Gazze halkı, kendilerine gelecek yardımlarla yavaş, yavaş toparlanabilirler. Barışın var olabilmesi için İslam ülkelerine büyük görev düşmektedir. Hep beraber Gazze’ye yapılan saldırılar insanlığın tahammül gücünü aşmıştır. Artık silahların susması gerekir demeleri çok şeyi değiştirebilir.
Here şeye rağmen Gazze’deki Müslüman halk, Ramazan bayramında olduğu gibi kurban bayramında da dini vecibelerini yerine getirecekler. Kendi aralarında bayram havasını teneffüs ettirmeye, büyük bir sabır ve metanetle mutlu olmaya çalışacaklardır. Bizler de onlar için dua ederek yanlarında olmaya çalışıyoruz. Yardım Kuruluşları vasıtasıyla gönderdiğimiz yardımlarla sevinçlerine ortak olmaya gayret ediyoruz. Bu vesileyle genelde İslam ümmetinin, özelde Gazze ve Filistin’deki mazlum ve mağdur Müslümanların kurban bayramını tebrik ediyorum. Bayramın, barışa, huzura, birlik ve beraberliğe vesile olmasını Yüce Mevla’dan niyaz ediyorum.
Tahsin ÖTGÜÇ-Emekli Müftü