KADINA EL KALKAR MI?
Bugün insanlık, bilhassa kadın hakları konusunda büyük bir imtihan ile karşı karşıyadır. Dünyanın hala pek çok yerinde kadınlar; akıl almaz, vicdanlara sığdırılamaz baskı, şiddet ve zorbalıklara maruz kalmaktadır. Öteden beri kadınlarımıza ve kız çocuklarımıza yönelik baskı, şiddet ve aşağılamanın arkasında cehalet, kaba kuvvet ve kadın algısına dair bir takım yanlış ve köhne görüş ve düşünceler yatmaktadır. Aslında bütün bunlar cahiliyye devrinin anlayış ve düşünceleridir. Nitekim, adalet timsali büyük halife Hz. Ömer, bu yanlış telakkiyi şu sözüyle açık bir biçimde ortaya koymuştur: “Biz, cahiliyye döneminde kadınları insan yerine koymazdık. İslam geldi ve bizden onlarla en iyi şekilde ilişki ve iletişim kurmamızı istedi. İşte o zaman biz, onların da bizim üzerimizde hakları olduğunu anladık.” (Buhâri, Libâs, 31; Tefsîr 66, 2.)
Sevgili Peygamberimiz kadınıyla, erkeğiyle, çocuğuyla, genciyle, yaşlısıyla bütün insanlara büyük değer vermiştir. Bilhassa kadınlar ve kız çocukları konusunda özel tavsiyelerde bulunmuştur. Kadınların ve kız çocuklarının, şiddet, baskı ve aşağılamadan uzak tutulması için her fırsatta erkekleri uyarmıştır. Nitekim Resul-i Ekrem Efendimiz; “Sizin en hayırlılarınız, hanımlarına karşı en iyi davrananınızdır.” (Ebû Dâvûd, Nikâh 42.) “Sizden eşine karşı el kaldıranlarınız, hayırlı kimseler, iyi insanlar değildir.” (Ebû Dâvûd, Nikâh 42.) “Kadınlarınızın hakları konusunda Allah’a hesap vereceğinizi unutmayın. Çünkü onlar, Allah’ın size emanetidir.” (Müslim, Hac, 19.) buyurmaktadır.
Bugün dünyanın her yerinde olduğu gibi İslam dünyasında da maalesef kadınlara yönelik şiddet, töre cinayetleri ve benzeri bir takım olumsuz yaklaşımlar ve davranışlar gözlenebilmektedir. İşin vahim tarafı, Kur’an ve Sünnet çizgisine ters düşmesine rağmen, İslam toplumunda meydana gelen bu olumsuz davranışların bir kısmının dinden kaynaklandığı imajı verilmesidir. Hâlbuki kadına yapılan her türlü ayrımcılık, onu aşağılayan sözlü ve fiili davranışlar cahiliye dönemine ait davranışların kalıntılarıdır.
“Kadına el kalkar mı?”
Eşlerin mutlu bir birlikteliğe adım atarken bu soruya verecekleri cevap elbette “asla” olacaktır. Ancak geçen süreç içerisinde tozpembe hayallerin yerini şiddete uğramış mutsuz ve yalnız kadınların aldığını söyleyebiliriz. İnsanların sorun çözme yöntemleri konuşmak yerine güç gösterisinde bulunarak karşısındakini susturmak olduğunda, kadına şiddeti görmeye devam edeceğiz demektir.
Kadının dünyanın her yerinde aşağılandığı ve bazı toplumlar tarafından insanlığının tartışıldığı bir devirde, Hz. Peygamber kadına el kalkmayacağını bizzat yaşayarak göstermiştir. Aile içerisinde yaşanan sorunları tatlılık ve sükûnet içerisinde çözen Rahmet Peygamberi, en başta kadınlara karşı hayır ve iyilikle davranılmasını tavsiye etmiştir. Kadına hiçbir şekilde el kalkmaması gerektiğini bizzat yaşayarak gösteren Efendimiz, eşlerini köle gibi dövdükten sonra onlarla aynı yatağı paylaşanları kınamıştır. Rahmet Peygamberi (asm), eşlerine, çocuklarına ve yanında çalışanlara asla el kaldırmamış, Müslümanlara hanımlarıyla iyi geçinmeyi, onlara karşı sevgi ve şefkat göstermelerini istemiştir.
Kız olarak doğmayı bir suç olarak telâkkî eden ve bu sebeple kız çocuklarını diri diri toprağa gömen bir toplumda kadınların durumunun nasıl olduğu tahmin edilir? Böyle bir toplumda, kadınların insan olarak erkekle eşit şartlara sahip olduklarını söyleyen Hz. Peygamber, hayatının tüm dönemlerinde kadınlara karşı saygı ve sevgi göstermiştir. Kadının toplum içinde saygın bir yere sahip olması için bugün bile gıpta ile karşılanacak nice gayretler sarf etmiştir. Öyle ki dönemin kadına yönelik bütün acımasızlığına rağmen O, her daim kadının onurunu korumuş, kadına karşı şiddete başvuranları sert bir dille uyarmıştır. O’nun kadına muamelesi şefkat, merhamet, nezaket ve anlayış örnekleriyle doludur. Efendimiz, hem eş, hem baba, hem de evlat olarak bir kadına nasıl davranılması gerektiği hususunda bize en güzel örnek olmuştur.
O halde aile içi şiddeti önlemenin, sevgi ve saygı temeline dayanan bir aile olmanın yolu, Hz. Peygamber’in ailesini örnek almaktan geçer.