Tarih: 07.02.2017 11:58

ÖCALAN VE KÜRT KADINININ DÖNÜŞÜMÜ

Facebook Twitter Linked-in

Ulrich Beck, Risk Toplumu isimli önemli sosyolojik çalışmasında “risk” kavramının üzerinde durur ve modern zamanlarda tahmin edilebilecek sonuçsal vakaların, risk toplumunda bilinemeyeceğine vurgu yapar. Postmodern, post-fordist yada aydınlanma sonrası gibi ifadeler Beck’te, yerini, dönüşlülüğe bırakır, yani Beck, modern sonrası inşa edilen postmodernin belirsizliğini kırarak, gelecek hakkında dönüşlülük (refleksif) ile atılabilecek adımların olabileceğini söyler. Ona göre riskler karalara dayanır, alınan bu kararlar bir üretim sağlar ve bunlar bir dönüşlülüğe tabi tutulur. Artık tehlikeli olan cehalet değil bilgidir, kusurlu hâkimiyet değil kusursuz hâkimiyettir, yani bunların zaman ve siyaset içerisinde nasıl değişeceğidir. Beck’in yaptığı yeni bir inşa sürecini görülebilir hale getirmek ve alınan riskleri ortaya koymaktır, yani modernleşmenin doğurduğu tehlikelerle sistemli bir şekilde mücadele edebilmektir. Sosyolojik olarak Beck’in bu yaklaşımını, yani inşa sürecinin sınırsızlığını alınan riskler sayesinde görülebilir hale getirmek oldukça mühim bir keşfediştir, çünkü hayatımızın her aşaması yeniden inşa süreciyle değişmektedir, dinin yeniden inşası, siyasetin yeniden inşası yada kimliğin yeniden inşası, alınabilecek kararlar ve risklerle ancak dönüştürülebilir ve anlaşılabilir. Bugün ki, Kürt hareketinin inşa sürecini anlamak için de Beck’in bu eserine önemli atıflar yapılabilir. Beck’in “karar alma” diye açıkladığı risk boyutu, Cumhuriyetimizin kuruluşundan beri kendini göstermektedir, modernleşmenin doğuracağı tehlikeler, bizzat Atatürk tarafından alınan kararlarla sistematik olarak ortadan kaldırılmıştır. Modernleşmenin istekleri, Türkiye Cumhuriyeti’nin başlangıç yıllarında Atatürk’ün verdikleriyle sınırlandırılmıştır ve bu sınırlandırma, alınan kararlarla (risklerle) sistemli bir mücadeleye dönüşmüş, bu mücadele hep bir kontrol mekanizmasıyla sabit hale getirilmiştir. Geçmişteki bu mücadele tipi, yani istenmeyen sonuçlara karşın istenen sonuçların elde edilmesi için verilen çaba, şimdi de yeni bir inşa süreci yaşan Kürt kadınlarının kimlik anlayışı için geçerlidir.

KÜRT KADINLARININ DÖNÜŞÜMÜ

Kürt kadınlarının modernliğe nasıl ayak uydurabileceği, gelecekte yaşanabilecek modernleşme risklerini doğurmuşken, bu inşayı başlatan Öcalan’ın aldığı kararlar (yani riskler) modernleşmede oluşabilecek aksaklıkları, sistematik şekilde kontrol edilebilir hale getirmiştir. Muhafazakâr, ataerkil düzeni kabul etmiş, dindar ve talepte bulunmayan Kürt kadınları, şu an yaşanan geçiş aşamasıyla birlikte modern, anaerkil düzeni isteyen, seküler ve talep eden hale gelmişlerdir. Bu evirilme sürecinin nasıl olacağına karar veren Öcalan’ın, aldığı kararların kökenini “Özgürlük Sosyolojisi”, “Eşitliğe ve Özgürlüğe Yürüyüş”, “Nasıl Bir Yaşam-erkeği öldürme” ve “Kürdistan’da Kadın ve Aile” adlı çalışmalarında bulabiliriz. Bu eserlerin hepsini anlatma şansımız bu metinde olamayacağı için Öcalan’ın şu örneği üzerinden gitmek mecburiyetindeyiz: “Özgür bir toplum ancak özgür kadınlarla mümkündür”. Öcalan’ın, Kürt kadınlarını özgürleştirme çabasının altında kendi ailesinde yaşadığı problemlerin sebep olduğunu biliyoruz ve kendisi, küçük yaşta olup, olaya müdahil olamadığı için, Kürt kadınlarının özgürleşmesi için –bizim tarafımızdan kabul görmeyen- birçok karar almıştır, tabi ki bu kararlar kendisine inanan Kürt kadınları için geçerlidir. Bu kararların en belirgin özelliği buram buram sosyalizm kokuyor olmasıdır. Modern dünyanın getirdiği ideolojik yaklaşımlardan biri olan sosyalizmin, Kürt kadınları tarafından nasıl anlaşılacağı riski, Öcalan’ın bu konuda çözümle yapmasına sebep olmuş ve sosyalist tiplemede nasıl bir özgür Kürt kadının yetişeceği yine kendisi tarafından belirlenmiştir. Öcalan’ın burada yaptığı, Cumhuriyet’in kuruluş yıllarında modernleşmeyi ülkeye getiren Kemalizmin, batı modernleşmesini yeniden tanımlaması gibi bir şeydir ve Öcalan’da Kürtlerin yaşayacağı modernizmi, yani Öcalanizmi kendi elleriyle yavaş yavaş oluşturmaktadır. Şunu söyleyebiliriz ki, Kürtlerin modernleşmesi Öcalanizm olarak tanımlanabilir ama bu sosyalist bir modernleşmedir. Öcalan’ın temel isteği olan feodal yapının kırılıp yerine modern bir ideolojin hakim olduğu düzene geçilmesi, ancak Öcalanizmin kadın ideolojisini anlamakla mümkündür.

Öcalanizm, sosyalist bir modernleşme içermektedir ve Kürt kadınlarını siyasetin içinde dönüştürüp, onlara Kürt halkı tarafından seçme seçilme hakkı verip, yeni bir Kürt kadın kimliği yaratma çabasının, kadınlık açısından farklı bir tanımlamasıdır. Bu tanımlamaya göre, eski kimlikli Kürt kadını yıkılmıştı ve yerine yeni kimlik inşa edilmeliydi, bu kimlik inşa sürecinin temel hedefi özgür bir Kürt kadını oluşturmaktı lakin bu özgür Kürt kadını seküler ve siyasi olacak aynı zamanda da gelenekçi olmayacaktı. Bu inşa, sosyalizmin temel argümanlarına da sahip olacaktı, çünkü Öcalan’ın ifadesiyle:“Sosyalist düzen kurulurken aynı zamanda erkek merkezli zor da aşılacaktır. Aynı zamanda özgür bireylere de geçiş olacaktır. Özgür bireye geçiş aynı zamanda kadınında kendisini özgürleştirmesi olacaktır”, bu özgürleştirme “iyi ve güzel olanı da” içinde barındırmaktaydı. Bu iyi ve güzel olanın barındırılması, gelecekteki riskleri engellemek adına bazı kararların alınması için oldukça önemli görülecekti. Bunun için Kürt siyasetine kadın kotası getirilecek, DÖKH kurulacak, partilerde eş başkanlık sistemi uygulanacak, Diyarbakır için kadın bir başkan düşünülecek, yeni kurulan HDP’nin eşbaşkanı olarak sosyalist Sırrı Süreyya Önder seçilecek ve özgür Kürt kadınını da diğer bir eşbaşkan olarak Sabahat Tuncel temsil edecekti. Modernizme yeni dahil olan Kürt kadınlarına modernizmin getireceği tehlikeleri önlemek için alınan bu riskler (kararlar), yeni Kürt kadınını ve siyasetini de dönüştürecek, böylece geleceğe yönelik yapılan inşa süreci, kendisine hazırlanacak zemin bulacaktır. Bugün bu zemin hazırlanmaktadır ve zeminin hazırlığı Öcalanizmle devam ettirilmektedir, bu devam edişte bizim temel korkumuz ise modern Türk kadınlarının yaşadığı özden kopuşu, modernizmle yeni tanışan Kürt kadınlarının da yaşayacak olmasıdır.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —