İÇKİ, BÜTÜN KÖTÜLÜKLERİN ANASIDIR
İnsan, Allah’ın yeryüzündeki halifesidir. Yüce Yaratıcı, halife olarak seçtiği insanı en güzel şekilde yaratmış, akıl gibi yüce bir nimetle donatmış, vahiy ve peygamberleri ile destekleyerek ona doğru yolu göstermiş, faydasız ve zararlı şeylerden uzak durmasını istemiştir. Bu zararlı alışkanlıkların başında içki ve uyuşturucu madde kullanımı gelmektedir.
Her kötülüğün anası olarak kabul edilen içki ve uyuşturucu madde kullanımı ve bağımlılığı, kişileri sosyal, ekonomik ve manevi açıdan zarara uğratmaktadır. Kur’an-ı Kerim’de Yüce Rabbimiz, insanı her bakımdan ziyana sürükleyen bu alışkanlıklardan vazgeçildiği takdirde kurtuluşa erişilebileceğini vurgulayarak şöyle buyurmuştur: “Şeytan, içki ve kumar yüzünden aranıza düşmanlık, kin ve nefret sokmak, sizi Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık bunlardan vazgeçtiniz değil mi?” (Maide, 5/91)
Nice suçların işlenmesine, birkaç dakikalık zevk uğruna servetlerin yok olmasına, nice umutlarla kurulan aile yuvalarının dağılmasına, ocakların sönmesine, geleceğin teminatı olan çocukların olumsuz yönde etkilenmesine ve milletlerin geleceğinin tehlikeye girmesine sebep olan içki içmek ve uyuşturucu maddeleri kullanmak, Müslümanın vasfı olamaz. Kur’an, içki içmeyi şeytan işi pislikler ve kötü davranışlar olarak tarif etmiştir. Nitekim Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurmuştur: “Ey iman edenler! İçki, kumar, putlar, fal okları, şüphesiz şeytan işi birer pisliktir; onlardan kaçının ki, kurtuluşa eresiniz.” (Maide, 5/90)
İçkinin vücudu tahrip ederek birçok hastalıklara sebep olduğu, kişide fiziksel ve ruhsal bağımlılığa yol açtığı tıbben tespit edilmiş bir gerçektir. Alkollü içkiler, zihnin faaliyet dengesini bozduğu için insan kendisini kontrol edemez, ne yaptığını ve ne söylediğini bilemez hale gelmektedir. Bu yüzden içki, birbiri ile dost olan arkadaşlar arasında tartışmalara ve kavgalara sebep olmakta, sarhoşluk yüzünden çıkan kavgalar cinayetle sonuçlanabilmektedir. İçkili araç kullananların birçoğunun trafik kazası sonucunda ölüme gittiğini ve pek çok kişinin de ölümüne sebep olduğunu hemen her gün görmekteyiz. Evine sarhoş olarak gelen ve ailesi ile gereksiz yere tartışıp, evde huzursuzluk çıkaran, hanımını ve çocuklarını döven ve bu yüzden aile yuvasını yıkanların sayısı hiç de az değildir. Bu bakımdan dinimizin alkollü içkileri yasaklamış olması, hem fertlerin sağlığı, hem de aile ve toplumun huzuru için son derece önemlidir.
Sosyal bir varlık olan insanın çevresi ile uyum içinde olması, akıl ve zihin sağlığı ile mümkündür. Aklın ve zihnin en büyük düşmanı olan uyuşturucu, insanın uyum gücünü zaafa ve iflasa götürmekle onu aileden, toplumdan ve çevresinden kopararak, yalnızlığa, bunalıma ve hemen ardından da sorumsuzca bir hayata mahkûm etmektedir. Bağımlıyı adeta yaşayan bir ölü haline getirmektedir.
Alkollü içkilerin ve uyuşturucunun, bağımlıya, aile hayatına, doğacak çocuklarına, iş hayatına, aile ve ülke ekonomisine, ferdî ve toplumsal ahlaka verdiği zararlar ifadelere sığdırılamaz. İntiharların, cinayetlerin, her türlü fuhuş, gasp ve anarşinin temelinde alkol ve uyuşturucu vardır. İç ve dış düşmanların en tahripkâr silahı da yine alkol ve uyuşturucudur. Buna rağmen ülkemizde bu tür maddelerin kullanımının bu kadar yaygınlaşması, son derece üzücü ve düşündürücüdür.
Dinimiz, içki ve uyuşturucu madde kullanımını yasakladığı gibi imalatını ve ticaretini de yasaklamıştır. Bunlardan şifa ve medet bekleyenleri, Peygamber Efendimiz (sav) uyarmış ve şöyle buyurmuştur. “Şüphesiz içki, ilaç değil; aksine hastalıktırr.” (Müslim, Eşribe, 12.)
O halde sağlığımızı bozan, psikolojimizi olumsuz yönde etkileyen, aile ve sosyal hayatımıza zarar verip ekonomik açıdan fertleri kemiren içki ve uyuşturucu gibi maddelerden uzak duralım, gençlerimizi ve çocuklarımızı koruyalım. Bu gibi maddelere bağımlı olanların kurtulmaları için de Allah’a dua edelim.