Bedrettin KELEŞTEMUR

Tarih: 12.08.2025 20:06

MALAZGİRT’İ YAŞAMAK

Facebook Twitter Linked-in

MALAZGİRT’İ YAŞAMAK

Bedrettin KELEŞTİMUR

MALAZGİRT

Malazgirt, tarihin bir ulu kapısı

Türk’e, kan ile yazılır vatan tapusu

Cihan Sultanının o narin yapısı

Ebu’l Feth bizlere gönül tuğrası

Sultanu’l Adil üç kıtanın şanlı muştusu…

 

MALAZGİRT’İ DÜŞÜNMEK

Malazgirt’i düşünmek;

Gazali asrından bir hoş sedadır

Farabi, Biruni, İbn-i Sina’yı edadır

Divan Şehrine, Kaşgar’a yolculuk

Balasagun’da, Yusuf Hacip’le sohbettir

Bilgiye, hikmete her dem sırlara yoldaştır

Türk’ü vuslat haliyle bir daha anmak

O hali yaşamak, dertlenmek, yanmaktır

 

MALAZGİRT GAZİ

Gazi Malazgirt, vatanın limanı

Şer güç yıkamaz, tevhitle imanı

Müjde Malazgirt, fetihler anası

Kutsi Hadiste okunur manası;

Malazgirt’ten İstanbul’a yol gider

Zafer alaylı tuğlu meydanlar gider

 

MALAZGİRT YOLUNDA

Malazgirt yolunda uhrevi hava

Gül Bahçesi’nin nahif esintisi

Dertlerinden azade eden deva!

Bulutlarda kalbimin çarpıntısı

İnmiş yeryüzüne cennet-i meva

Malazgirt’te mahşerin görüntüsü

Titretir âlemi, makam-ı neva

Vatandır insana en kutlu yuva

 

MALAZGİRT KUTLU SEFER

Malazgirt Ovası, ruhumun duası

Alparslan ordusu, mahşer kurgusu!

Rabbim vermiş Türk’e, zafer doğası!

Şehadet, Allah katında sorgusu!

Vatan olmaya hey! Kahraman nefer

Ebedi Devlet için kutlu sefer

 

MALAZGİRT 

Gittim, gördüm Malazgirt Ovasını

Havasında gül, reyhan kokusunu 

Murat Vadisinde durdum, dinledim;

Aksaçlı erenlerin duasını…

İndin mi Ahlat’a, Van Deryasına?

Alplerin aşkla cihat sevdasına…

Garip dünyanın, Cihangir Hakanı

Vatan olmaya… Devlet olmaya Hey…

Malazgirt Meydanı duyar, o anı!

MALAZGİRT’TE

Malazgirt Meydanı karanfil kokar

Canlar, ol mübarek terini döker

Gazi Alparslan, elli bin neferi

Geçilmez denilen surları söker

Nur üstüne en evlâ sabır çöker

Sabrın gaza meydanında seferi

 

MARİFETTEN UZAKLAŞIRSA

Marifetten uzaklaşırsa bir millet

Tortusunda sosyal cinayet kalır!

Hak diyoruz, tevazu yolu sabır

Sabrın, sükûtun terk ettiği yol, kibir!

İrfan sahibi, ’ben kimim’ sualinde

Hal ehli, ‘sessiz çığlığa’ nazar eder

İfradı bırak, ‘kendin ol’ halinde

 

MAVİ

Mavi de, gözler dalar sonsuzluğa

Mavi de, âlem doyar susuzluğa

Bir hüzzam şarkıdır, ‘maviye hasret’

Mavi de derinlik, engin bir coşku

 

MAVİ GÖZLER

Mavi gözler, Turan ufkuna akar

Deli gönlüm, ufka nazarla bakar

Bilge Kaan’dan Atatürk’e hayran,

Hayrandı, hasretle gözyaşı döker

 

MEKKE’NİN FETHİ

Mekke’nin fethi, fetihler anası!

Bedri’n Arslanları Çanakkale’de

Bin dört yüz yıl, tarihi serüven…

Meydanlar, ‘fetihlere zafer kapısı’

Mekke’den İstanbul’a yol alırım

İstanbul’dan açılır, üç kıtaya;

Nur-u Muhammed’in selâmını taşır.

 

MEYDANLAR

Kızılelma Türküsüyle meydanlar 

Zaferlerle taçlanarak yürüdü

Hayalimde, o meydanları yaşarım

Tarih yürüdü, şâhadet yürüdü

Öyle nesil ki, şefkate yürüdü

 

MALAZGIRT'TEN İSTANBUL'U

Malazgirt'ten İstanbul'a adım adım 

Vatan coğrafyamın her karışına 

Dokunmak; yüreğimle adım adım 

Her biri bayrak, ömür yarışına...

 

MAVİ VATANA

(Cahit Yaycı’ya)

Çaka Beylerden Hızır Reislere

Derya bakışlı yüreklere selâm

Mavi atlas üzerinde Piri’miz;

Tarihi nakış nakış çizen kelâm

Anadolu, üç yanı ‘Mavi Vatan’

Mavi deryalar, gözlerim enginde

 

MALAZGİRT

Malazgirt, tarihe yazmış adını

Meydanlar içinde, ‘Vatan Tuğrası’

Fethi Mübin’le, yükseltir şanını

Artuk, Afşin, Danişmendi, Buğrası…

Malazgirt ders; muallimi Alparslan

Vatanı aşk ile sevmek ibadet!

 

MALAZGİRT’İ DÜŞÜNMEK

Malazgirt’i düşünmek,

Asırlara; 

Asırlar içindeki sırlara, 

Sabır ökçesiyle zamana kulaç atmak gibidir. 

 

Romanlara, Hikâyelere, Fıkralara, şiirlere… 

Kitaplara sığmayacak kadar büyük bir zaferi; 

Zaferin tacını vicdanların sessiz çığlığında, 

Nesillere armağan etme gibidir.

 

Malazgirt Ovası, 

Tarihin okunduğu bir ulu rahle!

Gür seslerin ülkeye büründüğü günlerdi. 

Altaylardan kopan çığlıklar, ünlerdi. 

Dualarla, dudaklar çınlardı! 

Malazgirt, bir ulu çadır, mahşeri dinlerdi. 

Bir aydınlık düş, yay kirişi olurdu! 

Zamane, keman olur, en tiz seste solurdu!

 

Malazgirt’ten, o kutlu ovadan uzanırdı kaleler, surlar! 

Yüce dileğe doğru yol alırdı, Alpler seferler! 

Nehirleri gazi, dağları kahraman olduğu neferler! 

Bir vecd ile açılır çağlar, Türk’e muştudur zaferler!

 

Bugün yüreğimi aldım da, Malazgirt’e vardım. 

En çekilmez yaralara, sevdalarımı merhem yapıp sardım! 

Düşündükçe, Ulu Hakanı; Elli bin tuğu! 

Memleket kadar büyük sevdalarıma erdim!

 

Ahlât, rüyalarımın şehri, şehriyarım! 

Sen Şah’sın, ben gedayım! 

Özüm Türkmen’dir, sözüm amandır benim! 

Birliğe, dirliğe yolum, yolağım kurbandır benim! 

Oradan bir hilal nakışı gibi süzülürüm, Malazgirt’e. 

Orada başlar, tarihin zafer alayları! 

Sanki nurdan heykeller yürür, mübarek adımlarla!

 

MALAZGİRT OVASINDA…   

Boğum boğum kıvrılan dağlar omuz omuza 

Ağrı’dan Toroslara taştan set oluşturmuş 

Diz çökmüş eteğinde su gibi akan zaman 

Malazgirt Ovasında tarihi buluşturmuş 

 

Fırat Nil’in kardeşi, Tunaysa yay kirişi 

Ok menzilinde takvim yapraklar tutuşturmuş 

Afşin’i, Danişmend’i, Mengücek’i, Artuk’u 

Edebi Devlet için dört yana at koşturmuş 

 

Erzurum’dan Haleb’e, Artukoğlu diyarı 

Kartal Yuvası bize Belek’i çağrıştırmış 

Coğrafyadan vatana bir kutlu ve uzun yol 

Sade ok ve yay değil, güzel dil konuşturmuş 

 

Ferhat’ın hasretinde dağlar, ötesinde sır 

Perde perde kalkarak ışığa kavuşturmuş 

Erzurum’un barıyla, Elazığ’ın mayası 

Kerkük’ün hoyratıyla halini soruşturmuş 

 

Asırların nağmesi Hayrilerin dilinde 

Emrahlar, Zihnilerle ezgiler konuşturmuş 

Fırat sen hazinesin, mazin kadar zindesin 

“Yedi Küpeli Gelin” çehreler değiştirmiş


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —