Bedrettin KELEŞTEMUR

Tarih: 26.08.2025 17:59

MALAZGİRT’TEN KOCATEPE’YE

Facebook Twitter Linked-in

MALAZGİRT’TEN KOCATEPE’YE

Bedrettin KELEŞTİMUR

Çalmasın,

Türküler, biz/ siz çalmasın

Taşında çınlar feryadım;

Ülkemde çanlar çalmasın

 

BÜYÜK VATAN

Büyük vatan için biz, TURAN deriz

Kalbimizde zikir biz, KUR’AN deriz

Bir büyük nimete erişmek için

Kutlu nefere biz, ALPEREN deriz

 

ADIMLAR

Malazgirt’ten, Kocatepe’ye

Sabırla atılır adımlar

Tesbih, tesbih çekilir adımlar

Gonca gül gibi açılır adımlar

Adımlar, yüreğin kendisi

Sükûtun çağlayışı!

 

AKLI SEFERBER ET

Aklı seferber et, marifete!

Ruhunu haberdar et, zarafete

Marifet, insanı kâmil olmaktır

Yüreğin dönsün artık ferasete…

 

ANADOLU’M

Anadolu’m şefkat dili, dost dili

Sakarya ecdadın şahadet dili

Destanlar, masallar, efsanelerle;

Yüreğimin çağrısı, Yunus Dili

Taptuk, Hacı Bektaş, Ahi Evranla;

İl tutmuş, yurt tutmuş gaziler;

Gazi Erenler, Alplar, Alperenler

Manevi harcında, vatanın dili

 

ANKARA

Ankara’yı, Hacı Bayram Veli’de gör

Hele bir sabrı, rüzgârla ele de gör

Bir masumun duasını dile de gör

Gönül dünyasının şehadetinde;

Yaşar, ebed-i müddet gayretinde

Yaşar, yedi düvelin hayretinde!

 

AŞK OLMAZSA

Aşk olmazsa hayat hissiz bir âlem

Sevdasız dünyalar sessiz bir kâlem

Dağlar, vadiler, nehirler, İlahi;

Zikir halkası uhrevi bir tâlim

 

AT ÜSTÜNDE YILDIRIM

At üstünde Yıldırım, karanlığı yırtan ses;

“Bre Doğan… Dayan… Yettim… Günü sarsan nefes

Kızaran ufuk sanki cehennem misali

Niğbolu, şecaatin küfre attığı kafes

 

BAYRAĞA

Yüreğimin harıyla tutuşur rengin,

Cihanda yoktur başka bir ahengin

Enginde dalgalan başım hür olsun

Şafak söker, şehadet kızıllığında

Toprağa dokunsun rengin, ahengin

Tevhit lisanında, “şehitler ölmez”

Öper bayrağı, alnında ay yıldız

 

BESMELE

Kapı, kilit anahtarı besmele!

Sözü, irfan meclisinde bestele

Tebessüm, güneş gibi doğar yüze

İlaç gibi gelen sözü destele

 

BIRAKIN İHANETİ!

Bırakın, bu ülkeye ihaneti

Alınız sadıkane emaneti

Birlikte bir akıl, yürek olalım!

Atalım üstümüzden ataleti

Ülkeyle bir tutalım ibadeti!

 

BİR AKIL YÜREK OLAYDI

Bir akıl, yürek olaydı memleketim

Dik olur, eğilmez yürürdü başlar…

Dalgalar kadar büyür imaretim

Bir minval üzre yükselirdi taşlar…

 

DOMANİÇ YAYLASINDAN…

Eski dünya, huzuru çimlendirmekte

Yenidünya, mazlumu çiğnettirmekte

Edirne’den Üsküp’e, Kosova’dan Varna’ya

Türk’ün yüceliğini sorun uçan turnaya

Bir asma dalındaki akçeyle bakın Bosna’ya

Yaraya merhem adlin gür sesinde duyulur

 

“ECDATLA BİRLİKTE” 

Ecdatla birlikte olma günüdür

Tarihle destanlara uyanalım!

Malazgirt’te, Türk’ün zafer günüdür

Kocatepe’yi birlikte analım!

Vatan bize, “ebed-müddet” günüdür

Bedri, maziden atiye dönelim

Alparslan’la büyük ülkü günüdür

Bir hilal uğruna bayraklaşalım!

Kılıcın hakkını verme günüdür

Vatanı adaletle donatalım!

İkiliği, nifakı atma günüdür

Tek vatan olsun, derdine yanalım

 

EDİRNE’DEN ÜSKÜP’E

Edirne’den Üsküp’e, Kosova’dan Varna’ya

Türk’ün yüceliğini sorun uçan turnaya

Bir asma dalındaki akçeyle bakın Bosna’ya;

Yaraya merhem adlin gür sesinde duyulur

 

HARPUT’TA ULU CAMİ DE…

Harput’ta, Ulucami’de divandayım

Anadolu’da, fethin dilindeyim

Meydanlarda, sancaklı ve tuğluyum

Canlarla, civanlarla huzurdayım.

 

EDEBİ BİR KALESİ

Urfa, Antep, Maraş gönül dünyası

Ruhumda yaşattığın isimlerin var

Biliriz Hatay’da, insanlık boyası;

Anadolu’nun, “Muhterem Hatay’ı” var

Ülkemin, ‘ebedi bir kalesi’ var

Her İl’im, her İlçe’m, her Bucağımda;

İhlasıyla yeşeren lalesi var!

Yârab, göğsüme çarpan nalesi var

Garip feryadına gül nefesi var!

 

HER TÜRK ASKER

“Her Türk askerdir” şahadeti özler!

Ruhunda muhabbet, cepheyi gözler

Kâh Çanakkale, Yemen, Sarıkamış

Kur’an’dan ilhamını alan sözler;

Işık olut, yolumuzdaki izler

 

İKİYÜZLÜ

İkiyüzlü, hayra çağırsan gelmez!

Sinsice hayır yoluna taş koyar

İyilikten kendine pay almaz

Fitne, fesat, dedikoduyla doyar!

Somurtan yüzüyle selâma gelmez

Aklınca, ifsatla beyinler boyar

İkiyüzlü gönüllerde yer bulmaz

 

İZMİR DOKUZ EYLÜL

İzmir’in nakışı, hilalle yıldız!

İşgal acısında ufkumu çaldız…

Mavi dalgalarda hasret gözyaşım!

Ey işgalci, ‘gözyaşımda alçaldız’

Dokuz Eylül, ‘kırmızı gül, karanfil’

En mutlu günüme armağan olsun.

 

İSTABUL’UN KURTULUŞU

Altı Ekim 1923 İstanbul’un kurtuluşu

Dört yıl, on ay, yirmi üç gün!

Hasretinle gözyaşı döktü, millet

Gaflet, atalet, en büyük illet

Peygamber muştusundan uzak kalmak

İşgal acısı kadar yaşanan zillet

“Geldikleri gibi de gidecekler!”

Misak-ı Milli ruhuna bağlı kalmak

Türk budur, toprağıyla vatan olmak

 

MAVİ GÖZLER

Mavi gözler, Turan ufkuna akar

Deli gönlüm, ufka nazarla bakar

Bilge Kaan’dan Atatürk’e hayran,

Hayrandı, hasretle gözyaşı döker

KÂH

Kâh güneşli, kâh bulutlu sabaha

Uyanır kâh sevince, kâh tasaya

Bulutlar akın eder, garip yurda

En içli kervan, garipler kervanı!

Kâh gece, kâh gündüz döner devranı

Dünyanın boyası şiire akar

 

LOZANDA

Lozan’da, Sevr’in duvarları yıkılır

Asrın, asırların kıvılcımı yakılır

Korkma! Âlem-i İslâm üzerine

Azmin, hür iradenin mührü atılır

O mühür, gazi ve şehitlerin mührü

Binlerce yılın, Devlet-i Ebed Mührü

 

MALAZGİRT’İ DÜŞÜNMEK

Malazgirt’i düşünmek;

Gazali asrından bir hoş sedadır

Farabi, Biruni, İbn-i Sina’yı edadır

Divan Şehrine, Kaşgar’a yolculuk

Balasagun’da, Yusuf Hacip’le sohbettir

Bilgiye, hikmete her dem sırlara yoldaştır

Türk’ü vuslat haliyle bir daha anmak

O hali yaşamak, dertlenmek, yanmaktır

 

MALAZGİRT GAZİ

Gazi Malazgirt, vatanın limanı

Şer güç yıkamaz, tevhitle imanı

Müjde Malazgirt, fetihler anası

Kutsi Hadiste okunur manası;

Malazgirt’ten İstanbul’a yol gider

Zafer alaylı tuğlu meydanlar gider

 

MALAZGİRT YOLUNDA

Malazgirt yolunda uhrevi hava

Gül Bahçesi’nin nahif esintisi

Dertlerinden azade eden deva!

Bulutlarda kalbimin çarpıntısı

İnmiş yeryüzüne cennet-i meva

Malazgirt’te mahşerin görüntüsü

Titretir âlemi, makam-ı neva

Vatandır insana en kutlu yuva

 

MALAZGİRT’TE

Malazgirt Meydanı karanfil kokar

Canlar, ol mübarek terini döker

Gazi Alparslan, elli bin neferi

Geçilmez denilen surları söker

Nur üstüne en evlâ sabır çöker

Sabrın gaza meydanında seferi

SAHABE MEŞREBLİ YÜZLER

Ecdadın kutlu selâm ve selâtı üzerinize

Fırat’ta, Dicle’de abdestlerini aldılar

Kelâm ettiler, kâmil bir ruha erdiler

Şefkat dolu, fetih yürekli nazarlar

Her biri yıldız olup, aktılar Anadolu’ya…

MARİFETTEN UZAKLAŞIRSA

Marifetten uzaklaşırsa bir millet

Tortusunda sosyal cinayet kalır!

Hak diyoruz, tevazu yolu sabır

Sabrın, sükûtun terk ettiği yol, kibir!

İrfan sahibi, ’ben kimim’ sualinde

Hal ehli, ‘sessiz çığlığa’ nazar eder

İfradı bırak, ‘kendin ol’ halinde

 

MEYDANLAR

Malazgirt’ten Dumlupınar’a

Ovalar, zafer tuğlu meydanlar

Zaferlerle yürür, ulupınar’a…

Akar yüreğim, uluçınar’a…

Kumral Dede’den, Hacı Bayram Veli’ye

Fetih Suresi okur, meydanlar

“Ya şehadet, Ya hürriyet” emelim

 

SEVDALARIMIZ YÜRÜR…

Sevdalarımız yürür Anadolu’dan

Alpler, Erenler, Veliler diyarından

Şecaat yürür, asrın bütün kalelerinden…

Vefa ve sadakat bayrağı dalgalanır,

Sıddıklar Ordusu’ndan…

Ey Sahabe meşrepli yüzler;

Ecdadın kutlu selamı ve salâtı üzerinize

Fırat’ta, Dicle’de abdestlerini aldılar

Kelam ettiler, kâmil bir ruha erdiler…

Şefkat dolu, “fetih yürekli” nazarlar;

Her biri yıldız olup aktılar Anadolu’ya

 

ŞEHİTTİR İLLERİM

Şehittir illerim, şehadet eder

Nice mucizeleri davet eder

Hayırda yarışanlar müjde bize!

Bir millet ki aslına avdet eder

Sözün bittiği yerde, ‘gönül’ dersin

Gönül sıcaklığındadır, dersin!

Her hamiyetli bakış nazar eder

Her acı yüreğimde kaynar dersin!

 

TARİH ÖĞRETİR

Tarih öğretir; bize adaletli ol!

Sağduyuya çağrı, hamiyetli ol

Bir olma şuuru, ruhuna işle

Her iki âleme ibadetli ol!

Sevgiyi besle, düşüncene maya

Aşkı aynaya düşüren simaya

O aşk ile bakarım, dolunaya!

 

TÜRK ASRINA

Bir nesil geliyor, sessiz sedasız

Yirmi birinci asra, Türk Asrına;

Ufka, dolunayın doğuşuna bak;

Sağduyu yürüyor, vuslat yolunda

Yürekten yüreğe muştular bizi

Karanlığın çekilmesi yakındır// Gönül kanat çırpar, Türk Asrına


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —